Yıl 2015. Takvimler 13 Ekim’i, saatler 22.00’yi gösteriyordu. Siren sesleri eşliğinde hastaneye giren ambulans acil servis önünde durdu. Görevliler, sedye üzerindeki yaralıyı hızla içeri taşıdı. Genç adam, ilk müdahalenin ardından hemen ameliyata alındı. Ancak doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Silahlı saldırıya uğrayan genç adam, hayatını kaybetti.
Kısa süre sonra hastaneye önce ilçe polisleri, ardından İstanbul Cinayet Masası ekipleri geldi. Olay artık bir cinayet dosyasıydı ve soruşturmayı tecrübeli dedektifler devraldı.
Türkiye’nin ilk kadın sorgu memurlarından emekli polis Yeşim Hıdıroğlu Aytepe, o gün hastane polisinden gelen bilgi üzerine ekip arkadaşlarının hemen hastaneye gittiklerini belirterek şöyle anlattı: “Yaralı olarak hastaneye götürülen kişi hayatını kaybetmişti. Maktulümüz 31 yaşındaydı. Arkadaşlarımız hemen olayın nerede ve nasıl gerçekleştiğine dair bilgi toplamak için çalışma yaptı. Gelen bilgilere göre, maktul akşam bir arkadaşıyla Balıkesir’e gitmek üzere evden çıkmış, ancak evden ayrıldıktan kısa süre sonra silahlı saldırıya uğramıştı. Yanındaki arkadaşı ise hemen ambulansı çağırmış ve onu hastaneye götürmüştü.”
Cinayet Masası dedektifleri, silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden kişinin 31 yaşındaki Tolga Bey olduğunu belirledi. Evli olan Tolga Bey’in ölüm haberini alarak hastaneye koşan eşi gözyaşlarına boğuldu. Peki olay nasıl gerçekleşmişti? Cinayeti kim, neden işlemişti? Tüm bu soruların cevabı, Cinayet Masası dedektiflerinin yürüteceği soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktı.
Dedektiflerin ilk işi, olay anında Tolga Bey’in yanında bulunan arkadaşı İbrahim Bey’in ifadesine başvurmak oldu. İbrahim Bey, hem arkadaşı hem de akrabası olan Tolga Bey’le Balıkesir’e gitmek için buluştuklarını belirterek şu ifadeyi verdi: “Onu evden aldım ve birlikte yola çıktık. Balıkesir’e gidecektik. O sırada bir kişi gelip ateş açtı ve kaçtı. Kim olduğunu göremedim. Arkadaşım kanlar içinde kalınca hemen ambulansı çağırdım.”
İbrahim Bey’in verdiği ifadeler, tecrübeli dedektiflere inandırıcı gelmedi. Olay anlattığı şekilde gerçekleşmişti, ancak saldırgan rastgele ateş etmemişti. Aksine, ikisine oldukça yaklaşarak yalnızca Tolga Bey’i hedef alıp ateş etmişti. Bu ayrıntı, Cinayet Masası için kritik bir ipucu oldu. Bunun üzerine dedektifler uzun soluklu bir takip başlattı ve İbrahim Bey gizlilik içinde araştırılmaya başlandı.
Olaydan sonra maktulün arkadaşıyla ilgili geniş çaplı bir çalışma başlatıldığını anlatan Aytepe, ulaşılan önemli izi şöyle aktardı: “Olaydan hemen sonra her şey normal görünüyordu. Ancak birkaç ay sonra arkadaşlarımız, maktulün arkadaşının Antalya’ya gittiğini fark etti. Şimdi diyeceksiniz ki; ‘Birinin Antalya’ya ya da başka bir yere gitmesi normal değil mi?’ Elbette normal. Fakat öldürülen kişinin eşi de aynı yerde olunca, bu durum ekip arkadaşlarımız için yeni bir araştırmanın kapısını araladı.”
Bu durumdan şüphelenen dedektifler, İbrahim Bey ile öldürülen Tolga Bey’in eşinin cep telefonlarını incelemeye aldı. Dört ay süren çalışmanın ardından şoke eden bilgilere ulaşıldı. İkili arasında, cinayetten bir ay önce başlayan ve cinayetten sonra da devam eden telefon görüşmeleri ile mesajlaşmalar tespit edildi. Ayrıca ikilinin Antalya’ya gidip yerleştikleri belirlendi. Yapılan çalışmalar sonucunda, aralarında yasak bir ilişki yaşandığı ortaya çıktı. Artık tüm oklar, İbrahim Bey ile Tolga Bey’in eşine çevrilmişti.
Bunun üzerine dedektifler, İbrahim Bey’in olay öncesi ve sonrasında görüştüğü tüm kişileri tek tek tespit etti. Yapılan titiz çalışmada, İbrahim Bey’in cinayetten bir saat önce Avcılar’da Bünyamin adlı biriyle buluştuğu ortaya çıktı. Filmleri aratmayan bir araştırma sonucunda, cinayeti Bünyamin’in işlediği belirlendi. Ayrıca yapılan incelemede, Bünyamin’in olaydan sadece 20 gün önce Antalya’da başka bir suçtan dolayı tutuklanarak cezaevine girdiği saptandı.
Elde edilen bilgiler, soruşturma için kritik öneme sahipti. Yapılan teknik çalışmaların ardından Cinayet Masası dedektifleri, Tolga Bey’in cinayetinde eşinin de azmettirici rol oynadığına dair bulgulara ulaştı. Bu gelişmenin ardından Tolga Bey’in eşi ile arkadaşı İbrahim Bey gözaltına alındı. Antalya’da yakalanan iki sevgili, sorgulanmak üzere İstanbul’a getirildi.
Asayiş Şube Müdürlüğü’nün en üst katında bulunan Cinayet Masası’na götürülen ikilinin, avukatları eşliğinde ifadelerine başvurulmak istendi. Ancak iki şüpheli de poliste “susma hakkını” kullandı. Yapılan işlemlerin ardından şüpheliler adliyeye sevk edildi.
Poliste susma hakkını kullanan Tolga Bey’in eşi, savcılıktaki ifadesinde kan donduran bir itirafta bulundu. İfadesinde, “Eşim beni sık sık dövüyordu. Alkollü geldiğinde bana dayak atıyordu. Sonrasında eşimin arkadaşı ve akrabası İbrahim ile arkadaşlık kurdum. Dışarıda kafelerde buluşup telefonla mesajlaşıyorduk. Bir gün eşim beni yine dövdü; ben de İbrahim’i arayarak ‘Onu öldür, ortadan kaldır’ dedim. O da ‘Tamam, ortadan kaldıracağım’ dedi.”
“Sonra ben eşimin nereye gideceğini kimlerle görüşeceğini İbrahim’e bilgi vermeye başladım. Sonra 4 Ekim 2015’de kocamla Antalya’ya gittik. O gün orda onu öldürtecektik. Ancak kapı önü kalabalık olduğu için o gün cinayet gerçekleşmedi. “
“Sonra 13 Ekim günü eşim bir arkadaşı ile Balıkesir’e gidecekti. Arkadaşı gelmeyince. İbrahim’e söyledi. İbrahim de kabul etti. O gün cinayette uygun gündü. İbrahim, bir tane kiralık katil tutmuştu. 20 bin TL’ye tutmuştu. 10 ben 10 bin İbrahim verecekti. Ben payıma düşen paradan 9 bini İbrahim’e vermiştim katile vermesi için. Akşam İbrahim gelerek eşimi aldı çıktılar. Sonra silah sesleri duyuldu. Bir komşumuz geldi ‘eşini vurdular’ dedi. İndim hastaneye gittik” dedi.
Cinayet Masası’nın dört ay süren titiz çalışması sonucunda tüyler ürperten cinayet aydınlatıldı. Tolga Bey, eşiyle yasak ilişki yaşayan sevgilisinin tuttuğu kiralık katil tarafından öldürülmüştü. Üç şüpheli, cinayetle ilgili çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Daha sonra mahkemeleri görülen 3 şüpheli suçlamaları kabul etmedi. İbrahim Bey duruşmada “Sevgi’nin atmış olduğu iftiradan dolayı buradayım. Sevgi beni ve hayatımı mahvetti.” dedi. Kiralık katil olmakla suçlanan Bünyamin adlı kişi ise, “Böyle bir insan değilim. Haksız yere suçlanıyorum.” dedi. Görülen dava da 3 sanık da müebbet hapis cezasına çarptırıldı.