41,6014
0,26%48,8026
0,46%5.118,18
-0,14%11048.13
-0,14%Bu konumun kazanılmasında, nektarin üretiminin yüzde 44’ünü ve şeftali üretiminin yüzde 22’sini gerçekleştiren Mersin’in önemli rol oynadığını dile getiren Özdemir, ABD Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından hazırlanan ve Türkiye’deki şeftali ile nektarin üretimi ve ihracatına yönelik tespitler içeren, ayrıca Mersin’e ilişkin değerlendirmelere de yer veren taş çekirdekli meyveler raporunun dikkatle incelenmesi gerektiğini belirtti.
Başkan Özdemir, “Raporda, şeftali ve nektarin yetiştiricilerinin zamanla eski çeşitleri daha yüksek verimli yeni çeşitlerle değiştirdikleri, modern yetiştiricilik tekniklerinin kullanıldığı bahçelere yatırım yaptıkları belirtilmektedir. Modern teknolojilerin kullanımı ve daha verimli ağaçlara geçiş, daha kaliteli meyve üretiminde artış sağlamıştır. Şeftali özelinde bu değişiklikler, son beş yılda ekili alanlarda kayda değer bir artış olmamasına rağmen üretimin yükselmesine imkân tanımıştır. Buna karşılık, hem iç hem de dış pazarlardan artan talep nedeniyle nektarin ağaçlarının alanı ve sayısı genişlemiştir” dedi.
Mersin açısından bakıldığında, raporda son yıllarda elverişli yetiştirme koşulları ve Mersin Limanı’nın varlığı sayesinde nektarin bahçelerinin hızla arttığının ifade edildiğine dikkat çeken Özdemir, “Ayrıca Mersin ve Adana bölgesinde eğitimli ve bilgili yeni nesil çiftçilerin, tarımı modern ve sanayi odaklı bir yapıya dönüştürdükleri vurgulanmaktadır. Bu çiftçilerin, geleneksel aile çiftliklerini devralarak ileri teknolojilerin ve yenilikçi yetiştirme yöntemlerinin kullanıldığı modern bahçelere dönüştürdüklerine dikkat çekilmektedir.” diye konuştu.
USDA’nın Türkiye ve Mersin için ortaya koyduğu bu tespitlerin, doğru bir planlamayla Türkiye’nin yaş meyve üretiminin yüzde 13’ünü ve ihracatının yüzde 22’sini karşılayan Mersin’de diğer meyve türleri ve bahçelerinin dönüşümünde de uygulanması gerektiğini belirten Özdemir, “Hangi meyvenin, hangi bölgede ve hangi miktarda üretileceğinin önceden planlanması; belirlenen kriterler dışında üretim yapanlara destek verilmemesi büyük önem taşımaktadır. Öte yandan, bu yıl yaşanan zirai don felaketinden en fazla zarar gören ürün grubu yaş meyve olmuştur. Bu nedenle oluşturulacak mekanizma, esnek ve olumsuz koşullarda hızlı şekilde devreye girecek bir sigorta sistemiyle güçlendirilmelidir” dedi.
Bahçelerini kademeli olarak modernize eden ve genişleten üreticilerin, genel olarak daha fazla imkâna sahip büyük ölçekli işletmeler olduğunun görüldüğünü sözlerine ekleyen Özdemir konuşmasını şöyle sürdürdü: ”Arzu edilen dönüşümün sağlanabilmesi için küçük ölçekli üreticilere yönelik desteklerin artırılması, daha iyi tanıtılması ve daha geniş kitlelerin yararlanabileceği şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. Beklentimiz; yaş meyve sektöründe üretimin sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi, ihracat yapımızın olumsuz etkilenmemesi, arz-talep dengesinin korunması ve çiftçilerimizin yanlış bölgelerde yanlış tür dikimi nedeniyle yaşayabilecekleri kayıpların önlenmesi için gerekli çalışmaların en kısa sürede başlatılmasıdır.”
GENEL
23 saat önceGÜNDEM
23 saat önceGÜNDEM
23 saat önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGENEL
1 gün önceGENEL
1 gün önce