Standart Demokrasi

7 Ekim 2023’ten beri demokrasi üzerinden yaşanan çifte standart Batıyı daha sorgulanır hale getirdi. Demokrasi tüm dünyada farklı dillerde olsa da insanlarda aynı şeyi anlaması gereken bir kavram.

Ama yıllar içerisinde başta ABD olmak üzere demokrasi üzerinden ve demokrasi kavramını eğip bükerek kendi çıkarı adına kullanılan içi boş bir kavram haline dönüştü.

Demokrasiyi öne süren ve demokrasinin ihlal edildiğini iddia ederek kendisinde bu ülkelere müdahale etme hakkını gören A.B.D. tamamen demokrasiyi kendi nezlinde manüple etme haline getirdi.

Bu durum özelikle batıda daha da çok hissedildi. Demokrasi için büyük yürüyüşler gösteriler düzenlendi. Peki Batı 7 Ekim 2023’ten itibaren demokrasi ihlallerine nasıl zemin hazırladı ?

6 Eylül 2024’e gidelim Türk aktivist Ayşe Ezgi Eygi İsrail’in Batı Şeria’daki Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı eylemdeydi. Eylem İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu son buldu. Ayşe Eygi başından vurularak öldürüldü. Ne A.B.D. ne İsrail ne de Batı bu konuya dair herhangi bir açıklama yapmadı. 7 Nisan 2025’te ise A.B.D. Filistin’e destek mitingine katılan öğrencilerin sınır dışı edilmesini istedi ve vizeleri iptal edildi.

Başka ülkelerde demokrasi ihlali olduğunda A.B.D. bu ülkelere müdahale etme hakkını kendinde hak görüyor fakat kendi ülkesine gelince bunun tam tersini uyguladığını görüyoruz. Dolayasıyla demokrasi kavramı tamamen A.B.D.’nin şu anda manüple ettiği içi boş bir kavram haline dönüştüğü bir durumda.

A.B.D. için sadece öğrenciler değil üniversitelerde hedefteydi. Dünyanın önde gelen üniversitelerinden Harvard Üniversitesine 60 milyon dolarlık ek fon kesintisi verildi. Bunun nedeni Harvard Üniversitesi’nin Filistine destek veren öğrenciler konusunda öğrencilerden yana tavır sergilemesiydi. A.B.D.’de doktora yapan Türk öğrenci Rümeysa Öztürk ise Filistin ile dayanışma içinde olduğu için Amerika Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Polisleri tarafından bir anda göz altına alındı ve hapse atıldı.

Almanya’da ise Filistin için gösterilere katılan İrlandalı aktivist Kittiy O Brien bu gösteride Alman polisleri tarafından darp edildi ve yüzü gözü kanlar içinde kaldı. Hiçbir yetkili bir yorumda bulunmadı. Sessizlik büyüdükçe büyümeye başladı.

Halk Gazze’ye özgürlük için çocuklar ölmesin diye bağırıyor Batının yönetimleri demokrasinin beşiği olarak kendilerini tanımlayan yönetimler Netanhayuya silah vermeye devam ediyor. Gazze’de yaşanan vahşeti dünyaya duyurmak isteyen 240’tan fazla gazeteci İsrail saldırılarında hayatını kaybediyor. Bunlarda biri dünyanın önde gelen haber ajanslarından İngiltere merkezli Reuters Haber Ajansı muhabiri El Masri di. Dünya Masri için Reuters’ten manşet bekledi. Ancak beklenen olmadı. Sadece kısacık bir haberle muhabirimiz öldürüldü denildi ve kınama mesajı dahi paylaşılmadı.

Haber ajansından beklenen hareketi Kanadalı Reuters muhabiri Valery Zid’den geldi. Gazze’deki gazetecilere ihanet etmeleri ve 240 üzerinde basın mensubu öldürüldüğü için artık Reuters Haber Ajansı için çalışmam diyerek basın kartını keserek istifa etti.

Hükümetlerin kendi hükümetler için aldıkları kararlar bile diğer hükümetler tarafından bile eleştirildi. Mesela İspanya, Kanada, Fransa gibi ülkeler Filistini devlet olarak tanıdı. Ancak A.B.D. ve Almanya bunun bir nevi doğru olmadığını söyledi. Bu olay kural tanımazlığın bir noktası olarak dikkatimizi çekiyor.

Bu durum Birleşmiş Milletleri bile sorgulanır hale getirdi ve sitemin iflas ettiğini gösterdi. A.B.D. Başkanı Trump göreve geldiğinden beri çeşitli isteklerde bulundu. Pek çok açıdan Gronland bizim olacak dedi. Panama Kanalınıda geri alacağız ifadelerinde bulundu.

Peki ya Demokrasi ?

Venezüella’ya ülkeme uyuşturucu sokuyor iddiası ile neredeyse savaş ilanında bulundu ve dahası denizdeki teknelere füzelerle hedef aldı. Bu isteyen istediğine saldırır algısını da tetikledi. görevi geldiği süre boyunca diğer diplomatik krizlerin yansıra özelikle İsrail’e verdiği destek demokrasi kavramını nasıl manüple ettiğini bu noktada ortaya çıkarmaktadır.

Demokrasi halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine veya bu yöneticileri seçme yetkisine sahip bir yönetim biçimidir.

Bu olaylar yaşanırken liderler halka hiç bir şey danışmadı ve direk eyleme geçti.

Dr. Ümit ÖZEN