Gazze’de Gazeteciler, İsrail’in 2 Yıldır Süren Katliamını Belgelemenin Bedelini Canlarıyla Ödüyor

İsrail’in hedefinde gerçeği duyuranlar var: 254 gazeteci öldürüldü, yüzlercesi yaralandı

Gazze Şeridi’nde 8 Ekim 2023’ten bu yana süren İsrail saldırıları, sadece sivilleri değil, gerçeği dünyaya aktarmaya çalışan gazetecileri de hedef aldı. İsrail ordusu, iki yıldır yürüttüğü saldırılarda 254 gazeteciyi öldürdü, 433 gazeteciyi yaraladı, 48 basın mensubunu ise alıkoydu.
Gazze’deki hükümetin verilerine göre, medya kurumlarına yönelik saldırıların ardından bölgedeki medya sektörünün zararı 800 milyon doları aştı.


Gazeteciler ve medya kurumları sistematik şekilde hedef alındı

Gazze Basın Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, İsrail’in son iki yılda 12 yazılı basın organı, 23 dijital medya platformu, 11 radyo ve 16 televizyon kanalını hedef aldığını açıkladı. Bunlardan 12’si yerel, 4’ü uluslararası merkezli kuruluştu.
Sevabite ayrıca, 5 büyük matbaa, 22 küçük baskı evi ve 53 gazetecinin evinin de bombalandığını, basın sendikaları ve medya özgürlüğüyle ilgili 5 sivil toplum kuruluşunun doğrudan saldırıya uğradığını belirtti.

Tüm bu yıkıma rağmen, Gazze’de 143 medya kuruluşu, ölüm ve enkazın ortasında yayınlarına devam etmeye çalışıyor.


“Basını susturma çabası” can aldı

İsrail ordusu, 25 Ağustos 2025’te Han Yunus’taki Nasır Hastanesi’ne düzenlediği hava saldırısında 1’i kadın 5 gazeteciyi öldürdü.
Hayatını kaybedenler arasında, Independent Arabia ve AP için çalışan Meryem Ebu Dakka, Al Jazeera kameramanı Muhammed Selame, NBC News muhabiri Muaz Ebu Taha, Husam el-Mısri ve Ahmed Ebu Aziz bulunuyordu.
Ebu Dakka, tek evladını Gazze dışına göndermesine rağmen “soykırımı belgelemek” için bölgede kalmayı sürdürmüştü.


Hastanede kalan gazeteciler de hedef oldu

10 Ağustos 2025’te, İsrail ordusu Şifa Hastanesi’nin avlusundaki gazeteci çadırını vurdu. Saldırıda, Al Jazeera muhabirleri Enes eş-Şerif ve Muhammed Kureyka’nın da aralarında bulunduğu 6 gazeteci yaşamını yitirdi.
Şerif, Gazze’deki gerçekleri dünyaya duyurmakta kararlı duruşuyla tanınıyordu. Kureyka ise, 2024’te annesini aynı hastaneye düzenlenen saldırıda kaybetmiş, oğlunun İsrail tarafından alıkonulmasına rağmen görevini sürdürmüştü.


Saha muhabirleri, kameramanlar, foto muhabirleri... herkes hedefteydi


Basın özgürlüğünün simgesi Dahduh ailesi de hedef alındı

Al Jazeera’nın sembol isimlerinden Vail ed-Dahduh, Ocak 2024’te oğlu Hamza ed-Dahduh ve meslektaşları Mustafa Surayya ile birlikte Han Yunus’ta gazetecilere ait bir araca düzenlenen saldırıda oğlunu kaybetti.
Hamza, daha önceki saldırılarda annesi ve kardeşlerini yitirmişti.

Bir başka saldırıda Vail ed-Dahduh’un kameramanı Samir Ebu Dakka, yaralı olmasına rağmen ambulansların engellenmesi nedeniyle kan kaybından öldü.
Ebu Dakka, ailesinin Belçika’da yaşamasına rağmen “gerçeği dünyaya göstermek” için Gazze’de kalmıştı.


Foto muhabiri kardeşler aynı saldırıda öldürüldü

AA foto muhabiri Muntasır es-Savvaf (35) ve kardeşi gazeteci Mervan es-Savvaf, Aralık 2023’te Gazze’deki bombardımanda hayatını kaybetti.
Aynı yılın başlarında ailelerinin büyük kısmını İsrail saldırısında yitiren Savvaf kardeşler, yaralarına rağmen görevlerini sürdürüyordu.


Basın özgürlüğü hedefte

Kasım 2023’te Gazze’de aracı doğrudan vurulan gazeteci Bilal Cadallah (47) da “Basın Evi” adlı kuruluşun başkanıydı. Cadallah, bölgedeki gazetecilerin korunması için uluslararası işbirlikleri yürütüyordu.

Gazze’de yaşanan bu tablo, İsrail’in iki yıldır süren saldırılarının yalnızca sivilleri değil, hakikati savunan kalemleri ve kameraları da susturmayı amaçladığını ortaya koyuyor.
Basın örgütleri, yaşananları “tarihin en büyük gazeteci katliamı” olarak nitelendiriyor.

Editör: Oğuzhan GÜRHAN