0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kişinev – Doğu Avrupa’nın jeopolitik fay hatlarının üzerinde bulunan Moldova, yakın zamanda gerçekleştirilen genel seçimlerle kritik bir dönemece girdi. Yaklaşık 2,6 milyon seçmenin sandık başına gittiği bu oylama, ülkenin sadece iç siyasetini değil, aynı zamanda Rusya Federasyonu ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki güç mücadelesinin de yeni bir cephesini belirleme potansiyeli taşıyor. Seçim sonuçları, Moldova’nın gelecekteki istikametini tayin edecek, ülkeyi ya Brüksel’e yaklaştıracak ya da yeniden Moskova’nın nüfuz alanına sokacak nitelikte.

Avrupa Yanlısı Vizyon Güç Kazanıyor

Cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun liderliğindeki Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS), kampanyasını tamamen Moldova’nın AB ile bütünleşmesi üzerine kurdu. Sandu yönetimi, ülkenin ekonomik istikrarı, uzun vadeli güvenliği ve demokratikleşmesi için AB üyeliğini “tek geçerli yol” olarak ilan etti. Sandu, seçim süreci boyunca yaptığı konuşmalarda, “Moldova’nın geleceği Avrupa’dadır, Rusya’nın gölgesinde değil,” diyerek seçmenleri bu vizyon etrafında birleştirmeye çalıştı.

Ancak bu Avrupa merkezli yaklaşım, ülkedeki Rusya yanlısı oluşumlar ve özellikle de ayrılıkçı Transdinyester bölgesi tarafından yoğun eleştirilere maruz kalıyor.

Moskova’nın Gölgesi ve Transdinyester Kartı

Moldova’nın doğu sınırında yer alan ve Moskova tarafından desteklenen ayrılıkçı yönetimle yıllardır süregelen bir sorun olan Transdinyester, seçim atmosferine gölge düşürdü. Rusya’nın bölgedeki askeri varlığını sürdürmesi ve Moldova üzerinde enerji kaynakları üzerinden kurduğu baskı, Kremlin’in ülkedeki siyasi sürece etkisini gösteriyor.

Jeopolitik gözlemcilere göre, Rusya bu seçimleri “yumuşak güç” stratejisinin kritik bir parçası olarak görüyor. İddialara göre, seçim öncesinde medya ve sosyal ağlar üzerinden yürütülen dezenformasyon kampanyaları ile AB karşıtı söylemler bilinçli olarak güçlendirildi. Analist Ivan Sidorov, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Kremlin Moldova’yı kaybetmek istemiyor. Ukrayna’daki cephedeki durumun ardından, şimdi öncelikli hedef Moldova’daki nüfuz alanını korumak,” ifadelerini kullandı.

Kimlik Savaşı ve Enerji Krizleri

Seçimler, dış politika yöneliminin ötesinde, Moldova toplumunun derinlemesine yaşadığı bir kimlik mücadelesini de gözler önüne seriyor. Nüfusun önemli bir kesimi Romanya ve AB ile entegrasyonu desteklerken, diğer bir kesim ise tarihsel, kültürel ve ekonomik bağları gerekçe göstererek Rusya ile yakın ilişkiyi tercih ediyor.

Özellikle kış aylarında sıkça gündeme gelen ve Rus gazına olan bağımlılığın tetiklediği enerji krizleri, Moskova yanlısı söylemlerin popülaritesini artırmada önemli bir faktör oldu. Buna karşılık, AB son iki yılda sağladığı milyarlarca avroluk ekonomik destek ile Moldova’nın enerji bağımsızlığını sağlamasına yönelik çabalara önemli katkılar sundu.

Bölgesel Denge Üzerindeki Etkisi

Moldova seçimlerinin sonucu, yalnızca Kişinev’i değil, tüm Doğu Avrupa’daki güç dengesini doğrudan etkileyecek. Ukrayna’daki savaş devam ederken, Moldova’nın AB eksenine kayması, Rusya’nın batı sınırında yeni bir stratejik mevzi kaybı anlamına gelebilir.

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi üyesi Lukas Weber, “Moldova’nın AB’ye yaklaşması yalnızca sembolik bir zafer olmayacak; aynı zamanda Rusya’nın etki alanının somut bir şekilde daralması anlamına gelecektir,” değerlendirmesini yaptı. Ancak Rusya yanlısı partilerin mecliste güçlenmesi ise ülkedeki iç istikrarsızlığı artırabilir ve AB entegrasyon sürecini ciddi şekilde yavaşlatabilir.

Sonuç: Jeopolitik Satranç Tahtasının Merkezi

Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun, Moldova, küresel güçlerin rekabetinde yeni bir cepheye dönüşmüş durumda. Bir yanda Batı’nın demokrasi ve entegrasyon vaatleri, diğer yanda Rusya’nın geleneksel nüfuzu arasında kalan bu küçük Doğu Avrupa ülkesi, kendisini jeopolitik bir satranç tahtasının tam merkezinde buluyor. Seçimlerin sonucu, Moldova halkının Avrupa ile uzun vadeli istikrar ve demokratik reformlar mı, yoksa Rusya ile geleneksel bağların korunması ve enerji güvencesi mi tercih ettiğini açıkça ortaya koyacak.

Editör: Oğuzhan GÜRHAN