Bir milletin kaderi, diline sahip çıkan eğitimcilerle şekillenir.
Bazı insanlar vardır;
sadece kitap yazmaz, zihin inşa eder.
Bazı kadınlar vardır; yalnızca akademik kürsülerde değil, gençlerin kalbinde iz bırakır.
İşte o isimlerden biridir: Prof. Dr. Leyla Karahan.
Leyla Hoca, Türk Dili ve Edebiyatı alanında bir duayen olmanın ötesinde, Türkçenin koruyucusu, dil bilincinin yaşayan bir sembolüdür.Onun için Türkçe yalnızca bir iletişim aracı değil; bir milletin hafızası, kimliği, vicdanıdır.
Bu bilinçle kaleme aldığı her satır, sadece bir akademik cümle değil; kültürel bir nöbettir.
Karahan, öğrencileri için bir hocadan fazlasıdır. O, dilin inceliklerini anlatırken aslında hayatın estetiğini de öğretir. “Bir kelimenin kökünü bilmek, bir milletin kökünü bilmektir” der.
İşte bu söz, onun tüm akademik yolculuğunun özeti gibidir.
Türkiye’de kadın olmak kolay değildir; hele ki bilim dünyasında adını kalıcı harflerle yazdırmak hiç kolay değildir.
Ama o, bilgiyle sabrı, zarafetle disiplini, tevazuyla otoriteyi harmanlayarak “kadın eğitimci” kavramına yeni bir anlam kazandırmıştır.
Öğrencileri, onun sınıflarını sadece bilgiyle değil, dil sevgisiyle doldurmuştur.
Yetiştirdiği yüzlerce akademisyen ve öğretmen, bugün ülkenin dört bir yanında onun ışığını taşımaktadır.
Bir ömür Türkçeye adanmış bir akademik serüvene uzanan bu hikâye, aslında bir kadın azminin, bir millet sevgisinin hikâyesidir.
O, sadece Türkçeyi öğretmedi; Türk olmanın, bu dili taşımanın şerefini de öğretti.Her milletin tarihine bir “bilge kadın” düşer.
Bizim tarihimize düşen isimlerden biri de şüphesiz Leyla Karahan’dır.
Çünkü o, kelimelerle vatan kurmuş bir öğretmendir.
Ve dil, onun kaleminde; bayraktan sonra en mukaddes emanet olmuştur.
GENEL
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.