Horasan Erenlerine Anlamlı Bir Hediye: Bahçeli’nin Sessiz Mesajı
Türk milleti tarih boyunca sembollerle konuşmuş, derin anlamları sade hareketlerin içine gizlemiştir. Mesele yalnızca bir “bağış” değildir; mesele, o bağışın köklerinde yatan inanç, aidiyet ve tarih bilincidir.
Sayın Devlet Bahçeli’nin kendi şahsi arazisini bir Cemevi yapılması için Horasan Erenlerine bağışlaması, bu anlamda sadece bir mülk devri değil; tarihle, inançla ve Türk kültür kodlarıyla kurulan bir gönül köprüsüdür.
Horasan’dan Anadolu’ya Uzanan İnanç Zinciri
Bilindiği üzere 8. İmam Ali Rıza, Abbasi Halifesi Me’mun’un baskıları karşısında, kendisine inananların kanının dökülmemesi için Hicrî 200 / Miladî 822 yılında Horasan’a gitmeyi kabul etmiştir. İşte Türklerin İmam Rıza ile ilk temasları da bu döneme rastlar. Ancak bu temas, zannedildiği gibi yalnızca bir “tanışma” değildir.
Horasan’a gelen İmam Rıza’ya pek çok Türk boyu biat etmiş, Abbasi halifesine değil; onun adaletine, ahlakına, hikmetine ve manevî önderliğine bağlılık göstermiştir. Bu biat, aslında Türk aklının İslam’la kurduğu derin bağın ilk halkalarından biridir.
O dönemde Mâturîdîlik, Eş’arîlik ve Ali evlatlarına bağlılık gibi üç ayrı düşünce zemini Horasan’da buluşmuş; bu üç damarın etkileşimi, zamanla Türk Aleviliği olarak bilinen özgün bir anlayışın temellerini atmıştır. Yani Horasan’da doğan bu kültür, ne sadece bir mezheptir ne de yalnızca bir inanç biçimi… O, Türk’ün İslam’la yoğrulmuş vicdanıdır.
Horasan’ın Işığı: Yesevî’den Bektaş’a
Horasan ocağında pişen bu manevi ateş, yüzyıllar içinde Hoca Ahmet Yesevî ile şekillenmiş, Hünkar Hacı Bektaş Veli ile Anadolu’ya taşınmıştır. Bu iki büyük Türk bilgesi, yalnızca dini değil, aynı zamanda ahlaki ve kültürel bir dirilişi temsil etmiştir.
Onlar sayesinde Anadolu, taş taş üstüne konmadan önce gönül gönül üstüne konmuştur.
İşte bu yüzden Alevilik, Bektaşilik ve Türk İslam anlayışı birbirine zıt değil; aynı kaynaktan akan üç ayrı ırmaktır.
Bu ırmakların birleştiği yer ise Horasan’dır — yani Türk’ün manevî beşiği.
Bahçeli’nin Sessiz Fakat Derin Mesajı
Bugün Sayın Devlet Bahçeli’nin Horasan Erenlerine ithafen bir Cemevi için şahsi arazisini bağışlaması, “birlik” ve “kardeşlik” mesajının en sade ama en güçlü ifadesidir.
O, aslında “Birliğimizi inançta değil, kökte bulalım.” demektedir.
Bu jest, Alevi-Sünni ayrımına değil, Türk’ün ortak inanç iklimine işaret eden bir çağrıdır.
Horasan, Türk’ün hem inanç hem fikir coğrafyasıdır. Bahçeli’nin bu davranışı, o köke yeniden bir selamdır. Çünkü biliriz ki; aynı toprağın duasıyla yoğrulmuş insanların arasında ayrılık olmaz.
Horasan’ın Ruhu Diridir
Bugün “Horasan Erenleri” adıyla yapılan her çağrı, Türk milletinin mayasına, özüne, vicdanına bir hatırlatmadır.
Sayın Bahçeli’nin hediyesi, belki bir arazi parçasıdır; ama anlamı, yüzyılların mirasına sahip çıkmak, Horasan ateşini yeniden yakmaktır.
Bu hediye, Türk milletine sessizce şunu hatırlatır:
“Bizim birliğimiz siyasette değil, gönüldedir.
O gönül de Horasan’da doğmuş, Anadolu’da yeşermiştir.”