Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin güneyinde bir ada devletidir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiliz yönetiminde “Kıbrıs Kraliyet Kolonisi” oldu. Rum milliyetçilerin “ENOSİS” (Yunanistan’a bağlanma) hedefi ve 1974’te Yunanistan destekli darbe ile Kıbrıs’ta yaşayan Türkler hedef alındı. 1974 yılında Kıbrıs’ta yaşanan Yunan darbesi ve Türk halkına yönelik saldırılar üzerine, Türkiye 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtını düzenledi. Harekât sonucunda adanın yaklaşık %37’si Türk kontrolüne geçti. Ada fiilen ikiye bölündü, kuzey kısmı Türk yönetimine geçti.
1975’te bu bölgede Kıbrıs Türk Federe Devleti akabinde 1983’te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (K.K.T.C) kuruldu.
Peki İsrail neyi hedefliyor? Kıbrıs ile niye bu kadar ilgileniyor?
İsrail’in Kıbrıs ile ilgili planı ne?
İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ortak bir “acil durum planı” hazırladığı iddia ediliyor. Bu iddiaya göre planın hedefi, Türkiye’den K.K.T.C’ye olası askeri destek gelmesini önlemek, K.K.T.C’nin savunma sistemlerini etkisiz hâle getirmek, istihbarat ve komuta merkezlerini etkisiz hale getirmek. İsrailliler K.K.T.C Türkiye’nin etkisi altındaki bir üs hâline geldiğini ve Türkiye’nin bölgedeki varlığının İsrail açısından tehdit oluşturabileceğini savunuyor.
Halihazırda İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında enerji kaynakları, deniz yetki alanları, askeri-savunma iş birlikleri gibi konularda mevcut iş birlikleri devam ediyor.
Ayrıca G.K.R.Y’nin İsrail’den hava savunma sistemleri almış durumda.
Doğu Akdeniz, doğal gaz ve diğer enerji kaynakları çıkarılabilir yataklar vs. stratejik önem taşıyan bir yer.
Ve bölgenin stratejik konumu deniz sınırları Doğu Akdeniz’de deniz üstünlüğü, askeri üsler, istihbarat ağı kurma açısından önemli bir yer teşkil etmekte.
KKTC’nin Türkiye kontrolünde olması, İsrail için bölgede kaynaklanabilecek tehditler bakımından risk oluşturduğunu iddia ediyor bazı İsrailli yetkililer.
Bu bağlamda İsrailli yetkililer GKRY iş birliği, Yunanistan’la ittifaklar kurulmasını, AB ile olan bağlarını da güçlendirilmesini ve böylece İsrail’in Doğu Akdeniz’de daha etkin bir aktör haline gelebileceğini düşünüyorlar.
İsrail’in bir başka iddiası ise; İsrail’in uzun yıllar boyunca Kıbrıs meselesiyle ilgili olarak Kuzey Kıbrıs’ı yalnızca bir Türkiye-Yunan-Kıbrıs sorunu değil o aynı zamanda İsrail için de bir sorundur. Onlar açısından, Kuzey Kıbrıs bir uluslararası “no-man’s land” (terk edilmiş, denetimsiz bölge) işlevi görüyor; bu, Türkiye, Hamas ve İran’ın Kudüs Gücü gibi örgütlerin hareket özgürlüğünü sınırsız hale getirdiğini 1974 müdahalesinden bu yana çok sayıda insanın öldüğünü, yüz binlerce kişinin yerinden edildiğini fakat Türkiye’nin bölgede çok güçlü bir hale dönüştüğünü. Türkiye’nin askeri ön üssü işlevi gördüğünü gelişmiş silah sistemleri, siber gözetim, sinyal istihbaratı (SIGINT) altyapılarıyla hem askeri hem sivil İsrail iletişimini dinleyebilecek kapasitede olduğunu iddia ediyorlar.
Ayrıca Türkiye’nin K.K.T.C. deki bir havaalanını insansız hava araçları (İHA) üssüne çevirdiğini, buradan silahlı drone’larını ana karadan çok daha hızlı şekilde konuşlandırabildiğini.
Ve bu İHA’ların, İsrail’in gaz platformlarına, deniz araçlarına, stratejik noktalara hızlı saldırılar yapabilir konuma geldiğini öne sürüyorlar.
Buna ek olarak, Türkiye’nin ATMACA anti-gemi füzeleri (menzili 200 km) İsrail’in deniz varlıklarını kritik doğal gaz yataklarını bile doğrudan tehdit edebilir durumda olduğunu. Türkiye’nin yeni Tayfun balistik füze sistemi, 560 km’ye kadar hassas hedefleri vurabiliyor olmasının Türkiye’nin İsrail için ilk doğrudan balistik tehdit olma potansiyeli taşımasının Kudüs, Tel Aviv ile Hayfa körfezine isabet edebilecek kapasiteye sahip olduğunu söylüyorlar.
Peki Kıbrıs İsrail için niçin bu kadar önemli?
Çünkü İsrail için Kıbrıs “Doğu Akdeniz’de deniz hâkimiyetinin ve enerji kontrolünün simgesi” olarak tanımlanıyor.
Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de Asurlular, Persler, Bizans, Haçlılar, Osmanlı ve Britanya gibi birçok medeniyetin stratejik noktası olmuştur.
İsrail için de Akdeniz’deki “geçmişin kültürel ve stratejik simgesi” olarak önemlidir. İsrail için Kıbrıs, Akdeniz enerji yataklarına erişim ve Doğu Akdeniz’de “denizsel kutsal alan” olarak stratejik bir mihenk taşıdır.
Kıbrıs, İsrail medyasında ve analizlerinde bazen “stratejik sınırın simgesi” bazen de “müttefiklik ve güvenlik köprüsü” olarak anlatılmaktadır.
Peki İsrail’in Türkiye ve K.K.T.C. planı ne?
Türkiye’nin ana karadan Kıbrıs’a takviye kuvvet göndermesini engellemek. Kuzey Kıbrıs’taki hava savunma sistemlerini etkisiz hâle getirmek, İstihbarat, komuta-kontrol merkezlerini yok etmek.
Son adımda Türk askerlerini bölgeden çıkarmak ve Kıbrıs’ın uluslararası tanınan egemenliğini yeniden tesis etmek.
Aynı zamanda Arzı mevud’u gerçekleştirmek, Kıbrıs’ı ikinci Filistin haline getirmek.
Bu gelişmeler ışığında söyleyeceğimiz
İlk ve Son söz;
KIBRIS TÜRK’TÜR TÜRK KALACAKTIR ….
GENEL
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.