Kurşunla Susturuldu, Mısralarıyla Ölümsüzleşti: Türk Dünyasının Gür Sesi Ahmed Cevad
Türk Dünyası Şairi : Ahmet Cevad
O sabah…
Toprak suskundu, rüzgâr bile yönünü şaşırmıştı. Gökyüzü, kan kırmızısı bir sessizliğe bürünmüş, güneş doğmaktan utanıyordu.
Çünkü birazdan, bir Türk evladı –kalemiyle milletine umut olmuş bir yürek–, kendi toprağında kurşuna dizilecekti.
Ben bir Türk olarak o sabahı hayal ettiğimde, yüreğimde bir sızı belirir.
O kurşunlar sadece bir şaire değil, bir millete sıkılmıştı. Her biri, “Türk’üm” demenin suç sayıldığı bir çağın utancını taşırdı.
Fakat o, susmadı.
Ne kalemi eğildi, ne alnı…
Çünkü Ahmed Cevad, inanmış bir adamdı. “Çırpınırdın Karadeniz” derken, aslında kendisini değil, bir milletin zincire vurulmuş ruhunu anlatıyordu.
Bir düşünün; bir adam, milletini sevmekten dolayı yargılanıyor.
Bir adam, Allah’a ve Türklüğe inancından ötürü ölüme yürütülüyor.
Yine de başını eğmiyor, “Vatan sağ olsun!” diyerek gözlerini kapatıyor.
İşte o an, ben anlıyorum ki;
Ahmed Cevad ölmedi.
Onu öldürenler öldü.
O, Türk’ün kalbinde ölümsüzleşti.Biz bugün onun şiirlerini okurken, sadece kelimeleri değil; o günün hüznünü, o günün vakarını da hissederiz.
Çünkü her dizesinde bir milletin dua ettiği, her mısrasında bir annenin ağladığı, her satırında bir gencin uyanışı vardır.
Ahmet Cevad, hem şiirleri hem de ideolojik düşüncesiyle Türk dünyasında derin izler bırakmış bir şair olarak tanınmaktadır.
1892 yılında Gence’nin Şemkir ilçesine bağlı Seyfeli köyünde dünyaya gelen Ahmet Cevad, genç yaşta edebiyata ilgi duyarak düşüncelerini gelecek nesile aktarmak gayesiyle öğretmenlik mesleğine adım attı. Kalemiyle de milletine hizmet eden Cevad, eserlerinde vatan sevgisi, bağımsızlık ideali ve Türk birliği temasını işledi. Şairin lirik yönü güçlü eserleri, yalnızca bireysel duyguları değil, aynı zamanda toplumsal meseleleri de dile getirdi.
Cevad’ın ideolojisinin merkezinde Türkçülük, Turancılık ve bağımsızlık fikri vardı. Azerbaycan’ı yalnızca bir coğrafya olarak görmeyen şair, Türk milletlerinin ortak tarih ve kültürle birleşmesi gerektiğini savundu.
Bu yönüyle hem Azerbaycan’ın hem de tüm Türk dünyasının sesi oldu.
Ahmet Cevad için Türkiye, sadece bir devlet değil, tüm Türk dünyasının umudu, sığınağı ve ilham kaynağıydı.
Ahmet Cevad'ın Türkiye Türklüğüne bakışını en iyi özetleyen eserlerinden biri, hiç şüphesiz "Çırpınırdın Karadeniz" şiiridir.
1914'te, Hamidiye Kruvazörü'nün Karadeniz'deki başarılarından ilhamla kaleme alınan bu şiir, Türk ordusuna duyulan hasreti, sevgiyi ve umudu dile getiren bir manifestodur.
Şiirdeki "Selam Türk'ün bayrağına!" dizesi, sadece Anadolu'daki Türk bayrağına değil, tüm Türk dünyasının ortak değeri olarak gördüğü bir sembole selam duruştur.
Nefes aldığı süre boyunca Türk dünyasına hizmet etmekten çekinmeyen Cevad 1937 yılında Stalin’in baskıcı rejimi tarafından “milliyetçi” ve “pantürkist” suçlamalarıyla haince kurşuna dizilerek öldürüldü.
Bugün Ahmet Cevad, yalnızca Azerbaycanlı bir şair olarak değil milliyetçi bir dava adamı ve özgürlüğün sembolü olarak tüm Türk dünyası tarafından anılıyor.
Yazımı Ahmed Cevad' ın "Susmaram" eserindeki şu mısralarla sonlandırmak istiyorum ve bence her Türkçü Turancı ideolojisine sahip olan kişi bu mısraları ilke edinmeli.
"Men Türk evladıyam, derin aklım, zekam var, Ne vahtacan çiynimizde gezecekdir yağılar? Zülme garşı isyankaram, ezilsem de susmaram!”