Bazı hikâyeler vardır ki yalnızca bir inanç geleneğine değil, insanlığın ortak hayal gücüne aittir.
Yedi Uyurlar — İslam kaynaklarında Ashâb-ı Kehf adıyla geçen — bu türden bir kıssadır.
Genç yaşta inançlarını korumak için zulme karşı duran bir grup gencin, Tanrı’nın kudretiyle yüzyıllar süren bir uykuya dalması, ardından da bambaşka bir dünyaya uyanması…
Bu öykü hem Hristiyan hem de Müslüman dünyasında anlatılmış, Anadolu’dan Avrupa’ya, Suriye’den Kuzey Afrika’ya kadar yayılmıştır.
Zamanı Durduran Uyku
Roma İmparatoru Decius döneminde putperest baskılar artmış, tek Tanrı’ya inananlar büyük tehlike altına girmişti. Saray çevresinde bulunan birkaç genç, inançlarından vazgeçmediler. Ölümle yüz yüze geldiklerinde şehirlerini terk edip bir mağaraya sığındılar. Yanlarında bir de köpek vardı: Kıtmir.
Mağarada gözlerini kapatan gençler, Tanrı’nın dilemesiyle 309 yıl boyunca uyudular. Uyandıklarında imparatorluk değişmiş, tek Tanrı inancı kabul görmüş, zaman onları geride bırakmıştı.
Hristiyan Dünyasında: Efes’in Uyuyanları
Hristiyan anlatılarda olayın geçtiği yer genellikle Efes kabul edilir. Efsaneye göre gençler mağaraya kapatıldıktan sonra Tanrı tarafından uykuya yatırılır. Orta Çağ’da mağara üzerine kilise inşa edilmiş, mezarlar ortaya çıkmıştır. Gençlerin isimleri Batı kaynaklarında Maximilian, Iamblicus, Martinian, John, Dionysius, Exacustodianus ve Antoninus olarak geçer.
Avrupa’da “Seven Sleepers of Ephesus” olarak bilinen bu kıssa, özellikle diriliş inancının simgesi haline gelmiştir. Toledo’dan Köln’e kadar birçok yerde uyuyan gençler anlatılmış, hatta kilise takviminde anma günleri belirlenmiştir.
Kur’an’da Ashâb-ı Kehf
Kur’an-ı Kerim’in Kehf Suresi (9–26. ayetler) bu olaya yer verir. Ancak gençlerin sayısı net olarak belirtilmez; “Onlar üçtü, dördüncüleri köpekleriydi”, “Beşti, altıncıları köpekleriydi”, “Yedi kişiydi, sekizincileri köpekleriydi” denir, fakat sonunda kesin sayı için “En doğrusunu Tanrı bilir” ifadesi kullanılır.
Bu yüzden İslam geleneğinde sayının gizli kalması, mucizenin özüne dikkat çeker: mesele kaç kişi oldukları değil, Tanrı’nın insanı koruyup zamanı durdurabilmesidir.
Anadolu’daki Mağaralar
Anadolu, bu kıssanın en güçlü izlerine sahip coğrafyalardan biridir:
Efes (İzmir/Selçuk) → Hristiyanlık geleneğinin merkezi.
Tarsus (Mersin) → İslam dünyasında en bilinen Ashâb-ı Kehf mağarası.
Afşin (Kahramanmaraş) → Yerel halkın sahip çıktığı, devlet kayıtlarında da “Ashâb-ı Kehf Külliyesi” adıyla geçen mağara.
Lice (Diyarbakır) → Kur’an’daki “güneş mağaranın sağına ve soluna uğrardı” ifadesine uygun konumuyla anılır.
Türkiye’de bu kıssayı kendi toprağına mal eden 33 farklı şehir olduğu söylenir. Bu da anlatının halk arasında ne kadar kökleştiğini gösterir.
Dünyadaki İzler
Şam (Suriye) → Ashâb-ı Kehf mağarasının burada olduğu rivayet edilir.
Ürdün (Amman, Raqim Mağarası) → Kur’an’daki “Raqim” ifadesi burayla özdeşleştirilir. Bugün ziyaretgâhtır.
İspanya (Toledo) → Batı Hristiyan dünyasında kıssanın yayıldığı merkezlerden biridir.
Kuzey Afrika (Tunus, Cezayir) → Halk anlatılarında mağaralar Yedi Uyurlar’a atfedilir.
Aslında Kaç Kişiydiler?
En çok sorulan soru budur.
Hristiyan kaynakları yedi kişiyi işaret eder.
İslam geleneğinde kesinlik yoktur; sayı tartışması özellikle belirsiz bırakılmıştır.
Ancak halk belleğinde “yedi” sembolleşmiş, kıssa da böyle anılagelmiştir.
Bir Sembol Olarak Yedi Uyurlar
Yedi Uyurlar yalnızca bir sayıdan ya da uyku mucizesinden ibaret değildir. Onlar inancın, direnişin ve umudun sembolüdür. Hem Hristiyan hem Müslüman geleneğinde, zulme karşı imanla ayakta kalmanın, Tanrı’nın dilediğinde zamanı bile durdurabileceğinin işareti olmuşlardır.
Kıtmir’in sadakatiyle daha da güçlenen bu kıssa, bugün Efes’te, Tarsus’ta, Afşin’de ya da Ürdün’deki mağaralarda ziyaretçilerini aynı düşünceyle karşılar:
“Zamanı durduran Tanrı, yeniden başlatmaya da kadirdir.”
UNCATEGORİZED
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceUNCATEGORİZED
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önceGENEL
Az önce