0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hepimiz interneti kullanıyoruz. Google’da arama yapıyor, sosyal medyada dolaşıyor, haber sitelerini okuyoruz. İnternet dediğimizde aklımıza gelen bu kısım, aslında bir okyanustaki buz dağının sadece suyun üzerindeki küçük tepesi. İşte o devasa, gizemli, suyun altındaki kısım var ya, biz ona Deep Web diyoruz.

Deep Web, basitçe tabir etmek gerekirse, standart arama motorlarının (Google, Bing vb.) indeksleyemediği, yani tarayıp listesine ekleyemediği içeriklerin tümüdür.

İnternetin yüzde 90’ından fazlasının Deep Web olduğu tahmin ediliyor;

bu, ne kadar büyük bir alandan bahsettiğimizi gösteriyor.

Peki, nedir bu Deep Web’i “derin” kılan?

Öncelikle, korkunç ya da yasa dışı her şey demek değil. Aslında hepimiz her gün Deep Web’i kullanıyoruz. E-posta hesabınıza girmek için şifrenizi kullandığınız an, online bankacılık işlemlerinizi yaptığınız sayfa, ücretli abonelikle eriştiğiniz akademik veritabanları… Bunların hepsi arama motorları tarafından doğrudan erişilemeyen, kimlik doğrulaması gerektiren veya özel bir linkle ulaşılan içeriklerdir ve Deep Web’in parçasıdır. Yani Deep Web’in büyük bir kısmı tamamen yasal ve günlük hayatta kullandığımız bilgilerden oluşuyor.

Ancak meselenin bir de daha tartışmalı ve karanlık bir yüzü var ki,

o da Deep Web’in küçük bir alt kümesi olan Dark Web (Karanlık Ağ).

Dark Web, özel yazılımlar (Tor gibi) ve tarayıcılar aracılığıyla erişilebilen, kasıtlı olarak gizlenmiş, anonimliğin esas olduğu bir alandır. Burası, yasa dışı faaliyetlerin, kaçakçılığın, siber suçların ve türlü gizli bilginin dolaştığı yer olarak ün salmıştır. Dark Web’i asıl tehlikeli ve kötü şöhretli yapan da budur.

Kısacası, Deep Web internetin “özel” ve “şifreli” kısmı iken, Dark Web bu özel kısmın en dibindeki, genellikle yasa dışı ve tehlikeli içerikleri barındıran katmanıdır.

Bu derinlik, internetin sadece bir eğlence veya bilgi kaynağı olmadığını, aynı zamanda muazzam bir veri deposu ve bazen de insan eylemlerinin en karanlık yansımalarını barındıran bir “dijital kuyu” olduğunu gösteriyor. Merak insana özgüdür, ama buz dağının bu görünmeyen kısmına dalarken atılacak her adımın risk taşıdığını da unutmamak gerekiyor. İnternet dünyasında bile, her zaman bir “görünmez” tehlike potansiyeli mevcuttur.

İşte Deep Web’in kısa ve öz hikayesi bu.

Ne sadece korku hikayesi, ne de sadece masum bir veri deposu…

O, internetin ta kendisi; devasa ve bilinmez.