Tanzanya’daki yerel dilden adını alan ve ‘iki büklüm yapan’ anlamına gelen Chikungunya virüsü ‘Aedes’ türüne ait sivrisinekler aracılığıyla bulaşan ateşli bir hastalık olarak bilinirken, genellikle Kenya, Tanzanya ve Hint Okyanusu çevresinde görülen virüsün Çin’de 7 bini aşkın vakaya yol açması endişeleri artırdı.
Dünya Sağlık Örgütü milyonlarca kişiyi tehdit edebilecek küresel salgını önlemek için acil eylem çağrısı yaparken, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gülay Kılıç da Chinkunya virüsüne ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
Chikungunya’nın 2000’lerin başından itibaren Avrupa ve Amerika’da da görülmeye başlandığını belirten Kılıç, virüsün daha önce Çin’de görülmediğini ancak şu an vaka sayısının 7 bini aştığına dikkat çekti. DSÖ’nün bu nedenle alarma geçtiğini ifade eden Kılıç, Türkiye’de de tespit edilen bir sivrisineğin virüsü enfekte insanlardan diğerlerine taşıdığını söyledi.
Chikungunya virüsünün viral enfeksiyonlardaki gibi halsizlik, yorgunluk, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı ve kusma gibi belirtilerle ortaya çıktığını ifade eden Kılıç, “Virüsün özelliği çok yüksek ateş ve çok şiddetli ekrem ağrısı yapmasıdır. Laboratuvar tetkiki olmadan deng hummasından ve zikadan ayırt edilemeyebilir. Daha dramatik, daha hızlı, daha yüksek ateş ve daha ağrılı biçimde devam ediyor. Hastalık bir hafta sürüyor ancak çok riskli bir hastalık değil. Spesifik bir ilacı, antivirali yok. Ateş düşürme ve bol sıvıyla hastalar iyileşiyor” açıklamasında bulundu.
Dr. Kılıç, diyabet, hipertansiyon, kanser, böbrek hastalığı gibi kronik rahatsızlığı olanlarda ve bebeklerde hastalığın ağır seyredebildiğine ve hastaneye yatış olabildiğine dikkati çekerken,
virüsün insandan insana bulaş sağlamadığını sadece vektör aracılığıyla bulaş olduğunu ekleyerek şöyle devam etti:
“Türkiye’de ilan edilmiş resmi vaka yok ancak, İstanbul’da çalışma yapıldığı için aedes türüne ait sivrisinekler İstanbul’da görüldü, Türkiye’nin herhangi bir yerinde yine olabilir. Zika da aynı virüs, Doğu Karadeniz’de birkaç vaka gördük. Özellikle bu bölgelere yapılan ziyaretten sonra hastalık belirtileri varsa mutlaka hastaneye başvurulması lazım. Kapalı giysiler giymek, toksik olmayan sinek kovucular kullanmak, cibinlik gibi önmlemler alınabilir. Telaş edilecek bir şey yok.”