Figen Özmen, sigorta sektörünün artık sadece teknolojiyi benimsemekle kalmayıp, müşteri memnuniyeti, güven ve erişilebilirliği önceliklendirdiğini vurguladı. Kullanıcıya teknolojiyle dokunabilen sigorta şirketlerinin öne çıkacağına dikkat çekti.
Türkiye’de PMI Türkiye, İTÜ Çekirdek ve Sabancı Vakfı’nda hem teknoloji alanında kariyer yapmak isteyen kişilere hem de girişimlere mentorluk yapmanın yanı sıra; Society of Women Engineers ve WomenTech Network gibi kadının teknolojideki katılımını artırmak için çalışan global kuruluşlarda elçilik ve jüri üyeliği görevlerini üstlenen Figen Özmen, “Günümüzde yapay zeka, sigorta sektöründe sadece otomasyon olmaktan çıkıyor. Müşteri ihtiyaçlarını derinlemesine anlayarak kişiselleştirilmiş çözümler sunma aracı haline geliyor. Sigorta şirketleri, müşterilerinin yaşam tarzları, sağlık durumları ve risk profillerine göre özel çözümler oluşturabiliyor. Sadece poliçe satan değil, müşteriye uçtan uca çözüm sunan şirketler haline geliyor. Bu sayede işlemler hem hızlanıyor hem de müşteriye özel, anlamlı deneyimler yaşatılıyor. Bu deneyimi yaşatırken yapay zeka desteğini yanına aldıklarında, sadece maliyetleri düşürmekle de kalmıyor; aynı zamanda müşteri memnuniyetini ve güvenini artırıyor.
Geçmişte sigorta şirketlerine karşı çeşitli güvensizlikler yaşayan müşterilerin kalbine giden yolun, empati, güven ve kapsayıcı bir iletişimden geçtiğini anladı ve teknolojiyi, yalnızca iş süreçlerini hızlandırmak için değil, müşterinin ihtiyaçlarını anlayarak onlara gerçek değer katmak için kullanmaları gerektiğini biliyorlar. Bu nedenle, müşteriye insani dokunuşu kaybetmeden teknolojiyi en iyi şekilde entegre etmek kritik önem taşıyor” dedi.
Dijitalleşen dünyada erişilebilirliğin yalnızca sosyal bir sorumluluk değil, aynı zamanda stratejik bir rekabet avantajı olduğunu belirten WomenTech Network’ün küresel elçilerinden olan Figen Özmen, Sigorta sektörü gibi karmaşık ve stresli alanlarda, görme, işitme veya motor engeli bulunan bireylerin hizmetlere kolayca erişebilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor. Özmen, “Sesli yönlendirmeler, yüksek kontrast modları, ekran okuyucu uyumluluğu ve sadeleştirilmiş arayüzler gibi teknolojiler sayesinde, herkes eşit şartlarda sigorta işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Bu kapsayıcı tasarım anlayışı, müşteri bağlılığı ve memnuniyetini artıran kritik bir faktör olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu.
Figen Özmen, değerlendirmelerini şu sözlerle tamamladı: “Gelecekte sigorta şirketlerinin, yapay zeka destekli çözümlerle daha akıllı ve hızlı hizmet sunması bekleniyor. Ancak bu teknoloji, erişilebilirlik ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle desteklenmezse eksik kalabilir. Kapsayıcı ve çevre dostu dijital altyapılar sayesinde, şirketler hem müşteri memnuniyetini artırabilir hem de toplum ve çevre üzerindeki olumlu etkilerini büyütebilir. Böylece dijital sigortacılık, sadece teknoloji değil, aynı zamanda etik ve sosyal sorumlulukla şekillenen bir alan olabilecek. Bu nedenle, erişilebilirlik projelerini ayrı bir başlık şeklinde görmek yerine, ürün geliştirme sürecinin doğal ve entegre bir parçası olarak ele almak daha etkili olacak. Edindiğim deneyimlere göre, yapay zeka çözümlerini kullanıcı odaklı şekilde entegre etmek, erişilebilirlik standartlarını sürecin başından itibaren uygulamak, kullanıcı deneyimi (UX), veri bilimi ve iş stratejisi ekiplerini ortak hedefte buluşturmak önemli. Ayrıca projeler hayata geçtikten sonra düzenli denetim, ölçüm ve geribildirim sistemlerinin sürdürülmesi başarıyı belirleyen temel etkenler arasında yer alıyor.”