Bayer’in G4A Programı, 8 yılda 47 girişime yol arkadaşlığı yaptı: 17 şirketin değerlemesi 172 milyon dolara ulaştı - Ötüken Haber
DOLAR 41,1443 0,32%
EURO 48,2294 0,32%
ALTIN 4.603,840,94
BITCOIN %
Ankara
24°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bayer’in G4A Programı, 8 yılda 47 girişime yol arkadaşlığı yaptı: 17 şirketin değerlemesi 172 milyon dolara ulaştı
  • Ötüken Haber
  • Ekonomi
  • Bayer’in G4A Programı, 8 yılda 47 girişime yol arkadaşlığı yaptı: 17 şirketin değerlemesi 172 milyon dolara ulaştı

Bayer’in G4A Programı, 8 yılda 47 girişime yol arkadaşlığı yaptı: 17 şirketin değerlemesi 172 milyon dolara ulaştı

ABONE OL
Ağustos 31, 2025 21:59
Bayer’in G4A Programı, 8 yılda 47 girişime yol arkadaşlığı yaptı: 17 şirketin değerlemesi 172 milyon dolara ulaştı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sevilay ÇOBAN
sevilay.coban@dunya.com

Bizim ana amacımız Bayer adına Türkiye ekonomisine destek sağlarken, sürdürülebilir iş modelleri yaratmak ve şirket içerisinde yaptığımız işlerin etkisini arttırmak. Çünkü bi­liyoruz ki bu bize bir vizyon kazandıracak” diye başladı söze G4A Program Yöneticisi Melis Soylu, Bayer’in Tenity iş birliğiyle 2018’den bu yana Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini desteklemek amacıyla yürüttüğü G4A Girişim Hızlandırma Programı, sağlık ve tarım alanında 47 girişime sağladığı hibe, eğitim, men­torluk ve iş birliği desteğiy­le girişimcilik ekosistemi­ne 10 milyon TL’ye yakın bir katkı sunar hale geldi. Soylu, programın ana amacını an­latırken, programa katılan 2 girişimci de bu programın bir parçası olduktan sonra çıktıkları yolun hikâyesini ve hedeflerini DÜNYA Ga­zetesi ile paylaştı. G4A Giri­şim Hızlandırma Programı; ilaç, tüketici sağlığı ve tarım ürünleri iş bölümlerine yö­nelik sağlık ve tarım tekno­lojilerine odaklanan, fikir aşamasını geçmiş, sürdürü­lebilir ve ölçeklenebilir bir iş modeli bulunan, yalın bir ürüne veya prototipe sahip ya da satış aşamasında olan girişimleri destekliyor. Bu yıl 300 girişim arasından prog­rama seçilen Tarlis Teknolo­ji, MediTechLabs, Mantisco­pe, HiDoctor ve Welcome to Club olmak üzere beş güçlü girişim; tarladan sofraya, he­kimden hastaya dokunan ye­nilikçi çözümleriyle öne çı­kıyor.

“Gayretimiz uzun soluklu yol yürümek”

Globalde programın sade­ce sağlık alanına odaklan­masına rağmen Türkiye aya­ğında sağlığın yanı sıra ta­rım alanındaki girişimlere de odaklandıklarını kaydeden Soylu, “Bayer olarak bizim­le örtüşen girişimcileri prog­rama seçmeye gayret ediyo­ruz ki birlikte uzun soluk­lu bir yol yürüyelim. Çünkü program aynı zamanda bizim iş geliştirme süreçlerimizi de önemli ölçüde etkiliyor. Bu sene 8. yılımızdı. 2018 yılın­dan beri toplamda biz 1700 tane girişimi değerlendirdik ve bunlardan 47’sinin yolcu­luğuna eşlik ettik. Girişimci­lere, eğitim, mentorlük ve hi­be desteği sağlıyoruz. Eğitim desteğini hem Bayer’in çalı­şanları hem de Tenity’nin uz­manları veriyor. 8 yılda 200 saatten fazla eğitim, 800 sa­atten fazla da mentörlük des­teği sunduk” dedi.

İki girişime 1 milyon TL’lik hibe desteği

Soylu, bu sene seçilen iki girişime 500’er bin TL olmak üzere toplam 1 milyon TL’lik hibe desteği verdiklerini ifa­de ederek, “Fikir aşaması­nı geçmiş, elinde prototipi, ürünü olan ya da satış aşama­sında olan girişimlere odak­lanıyoruz. Fikir çok önem­li ama fikrin arkasında ekip de çok önemli. 100 günlük bir program bu. İlk jüri top­lantımızda 5 dakikada ken­dilerini anlatmalarını isti­yoruz. 5 dakikalık o ilk top­lantıda anlattıkları şeyle 100 günün sonunda kendilerini anlattıkları arasında inanıl­maz bir değişim oluyor” diye konuştu. Türkiye’de girişim­ci olmanın çok sabır ve özveri istediğine dikkat çeken Soy­lu, Bayer olarak bütün çalı­şanları ve tesisleriyle 100 günlük programı tamamla­yan girişimlerin hangi konu­da desteğe ihtiyaçları olursa kapılarının hep açık olduğu­nu vurguluyor. Soylu, prog­ramda yer alan 42 girişimin 17 tanesinin şirket değer­lemesinin 172 milyon dola­ra ulaştığı bilgisini paylaşa­rak, şunları söyledi: “Mesela Kidalog, bizim 2022 yılında programa seçtiğimiz bir giri­şimdi. 2021 kuruluşlu bir gi­rişim. Şu an onların elde et­tikleri başarı ve büyüme hızı bizi gururlandırıyor. Varmak istediğimiz nokta, onların bu gelişim süreçleri boyunca as­lında bizim iş süreçlerine on­ları entegre etmek. Ana ama­cımız bu. Bu bize ne sağla­yacak? Bu bize işlerimizde inovasyon anlamında katkı sağlayacak, başka bir bakış açısı kazandıracak. Nitekim şirket kültürüne de bu değişi­mi veriyoruz.”

“Tarımda tohum teknolojileri çok önemli”

Soylu, özellikle tarımda bütün tohum teknolojilerinin önemine dikkat çekerek, “İklim krizi konusu oldukça kritik ve gündemin ana maddeleri arasında yer alıyor. Sürdürülebilirlik bir başlık ama sürdürülebilirlik çok genel bir başlık. Onun altında doldururken dijital tarım çözümleri, akıllı tohum teknolojileri, akıllı makineler çok önemli. Sürdürülebilirliği gerçekten odaklanan girişimcileri önemsiyoruz, bizim seçtiğimiz girişimciler de bu alanlara odaklanan girişimler oluyor” dedi.

Dermokozmetiği lüks olmaktan çıkaracak

G4A Girişim Hızlandırma Programı’nın desteklediği bir diğer girişim ise Uğur Kızıl Yaprak’ın kurucu ortağı olduğu Welcome to Club. Yaprak, yaklaşık 10 yıl Japonya merkezli bir dermokozmetik şirketinde görev aldıktan sonra çevresinin kendisini danışman olarak konumlandırdığını söyledi. Bir süre sonra verdiği önerileri bilgi birikimiyle ve iş bağlantılarıyla bütünleştirerek daha profesyonel bir yapıya dönüştürmeye karar verdiğini anlatan Yaprak, işe giriş hikâyesinden bahsetti. Yaprak, yurt dışında üretilip Türkiye pazarına girene kadar aracıların fiyatlandırmaları nedeniyle son tüketiciye yüksek maliyetler yükleyen dermokozmetik ürünlerini, lüks olmaktan çıkarıp demokratikleştirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

“Cildin bir organ olduğunu unutuyoruz”

“Cildin bir organ olduğunu unutuyoruz” diyen Yaprak, “Cilt yapısı ve ihtiyaçları, parmak izi kişiye özeldir. Çevreden duyduklarıyla deneme yanılma yöntemi ile cildine çeşitli ürünler uygulayan ve çözüm bulamayan birçok kişi var. Biz de hem ürün hem de danışmanlığı bir araya getiren bir yapı oluşturmaya karar verdik. Kore, İsviçre, Fransa, Japonya, Polonya, Belçika ve Türkiye’den olmak üzere yaklaşık 9 markayı pazarlıyoruz. Cilt sağlığı konusunda bir otorite olabilmeyi hedefliyoruz. Bunu da sağlama aşamasında eğitimlerle, verdiğimiz profesyonel konsültasyonlarla, şimdi yakın zamanda ekleyeceğimiz AI (yapay zekâ) destekli cilt analizi yapabilen ve onun üzerinden ürün öneren altyapımızla birlikte bu hedeflere doğru ilerliyoruz” ifadelerini kullandı. Şu anda Türkiye’nin 81 iline ulaşan bir ağ kurduklarını kaydeden Yaprak, “Türkiye’de İstanbul’daki en iyi uzmandan Urfa’daki cildinde problem olan birisi online bir şekilde bağlanıp hem bilgi alıyor hem çözümlerle ilgili kafasındaki soru işaretlerini aydınlatıyor hem de cildine uygun olabilecek ürünleri oradan seçebiliyor. Kullanıcıların yüzde 70’i kadın, yüzde 30’unu erkekler oluşturuyor” diye konuştu.

Erken tedavi ve teşhise hizmet ediyor

Mert Burkan Çötele, ODTÜ Elektrik-Elektronik mühendisliğinden mezun, doktorasını bilişim sistemlerinde yaptı. Uzun süre savunma sanayi teknolojileri üzerine çalıştıktan sonra istifa ettiğini anlatan Çötele, “Bir girişimci olmak, bir şeyler geliştirip katma değer yaratmak, bir değer önerisi yaratmak için istifa ederek Mantiscope’u kurdum. Mantiscope, kan hastalıkları üzerine çalışan, Sağlık Bakanlığı’ndaki iş yükünü azaltan, doktorların zamanlarını daha verimli kullanmalarını sağlayan, uzun teşhis sürelerini kısaltırken erken tedaviyi mümkün kılan bir girişim” dedi. Çötele, biyolojik tarayıcı (scanner) ile periferik kan yayma numunelerini dijitalleştirip bulut üzerinden analiz sistemine aktararak, yapay zekâ yardımıyla kan kanseri, anemi, enfeksiyonlar ve trombosit hastalıkları gibi kanla ile ilgili rahatsızlıkların tanı sürecini, özellikle hematoloji uzmanlarının olmadığı sağlık kuruluşlarında hızlandırmayı amaçladıklarını anlattı.

Zaman, enerji ve maliyet tasarrufu sağlıyor

Bu hastalıkların teşhis aşamasında sevk sisteminde önemli ölçüde bir israfın ortaya çıktığını kaydeden Çötele, “Antep’ten Ankara’ya sevk edilen bir hasta, yol, 2-3 gün konaklama ve yeme-içme giderleri gibi giderlere katlanıyor. Belki bu süreçte hastalık ilerliyor ya da hiçbir sorunu yokken o stresle baş etmek durumunda kalıyor. Antep’de basit bir test yapılsaydı, o test merkezdeki hematoloji uzmanına gönderilseydi, o da bunu değerlendirseydi belki o hastanın gelmesine hiç gerek olmayacaktı. Zaman maliyet ve süreç tasarrufu sağlayacaktınız” diye ekliyor. Çötelek, kendi bütçeleriyle bir tarayıcı geliştirdiklerini anlatarak, “Yapay zekâyı kullanarak hastanelerden verileri topladık. Hacettepe Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi de çalışmaya dâhil oldu. Pazara girmeniz için belli testleri geçme aşamasındayız. Şu an hibe ve yatırım olarak yaklaşık 400-450 bin dolar civarında sermayeye ulaştık. Girişimin şu anda 3-3,5 milyon dolarlık bir değerlemeye ulaştığını düşünüyoruz ve yakın zamanda bir yatırım turuna gireceğiz. Hedefte önce Türkiye pazarında varlık göstermek sonra da yurt dışına açılmak var” dedi.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r