Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Kılıç, Bakan Bak’ın sorumluluk beyanını olumlu karşıladığını belirtti ancak şu ifadelerle eleştiride bulundu:
“Bu olay, öğrencilerin seslerini duyurabildikleri için gündeme geldi. Sorun sadece bu vakayla sınırlı değil. Gençlerin barınma sorunu müstakil değil, bütüncül bir yönetim krizinin yansımasıdır.”
Kılıç, Bakanlığın sık sık vurguladığı “1 milyonluk KYK kapasitesinin” ihtiyacı karşılamadığını belirtti. Türkiye’de yalnızca örgün eğitimde 4 milyona yakın, ikinci öğretimle birlikte 6 milyonu aşkın üniversite öğrencisi bulunduğunu hatırlatan Kılıç, bu öğrencilerin büyük kısmının yaşadığı şehirlerin dışında eğitim aldığını ifade etti.
“Bu sayıların yanında 1 milyonluk kapasite ihtiyacın yarısından azına denk geliyor. Sürekli ‘kapasite’ vurgusu yapılıyor; bu yeni bina mı, yoksa odalara eklenen ranza sistemleri mi?”
Kılıç, KYK yurtlarındaki sorunların yalnızca yatak kapasitesiyle sınırlı olmadığını, güvenlik, hijyen, yemek, psiko-sosyal destek ve yaşam kalitesi gibi alanlarda da ciddi eksiklikler bulunduğunu söyledi. Ayrıca, geçmişte yaşanan asansör kazaları, hırsızlık olayları ve taciz vakalarına da dikkat çekti.
“Fiziki koşulları tamamlanmamış yurtlar neden öğrencilere açılıyor? Sağlıksız yemek, çalınan eşyalar, güvenlik zafiyetleri neden önlenemiyor?”
CHP’li Kılıç, iktidarın 2002 yılıyla kıyaslamalı başarı söylemlerini de eleştirerek, öğrenci sayısındaki artış, geçim maliyetleri ve özel yurt fiyatlarının hesaba katılmadığını vurguladı:
“2002 kıyaslarıyla gerçekleri perdeleyemezsiniz. Öğrenci sayıları artarken, gelirler azaldı. Kira krizi, özel yurt ücretleri ve geçim derdi göz ardı edilemez.”
Kılıç açıklamasını, “Gençlerin barınma hakkı pazarlık konusu değil, devletin asli sorumluluğudur. Rakamlarla makyajlanan bu krizi gençler susmayarak görünür kıldı. Biz de onların yanında durmaya devam edeceğiz” ifadeleriyle tamamladı.