Diyarbakır eski Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ın şehit edilmeden 9 gün önce Valilik binasında kamuoyuna açıkladığı 26 kişilik tetikçiler listesinde yer alan ve 3 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan Mürsel kod adlı Nizamettin Gökçe’nin cezası “Akıl sağlığı yerinde değil” denilerek İstinaf Mahkemesince bozuldu. Bozma öncesine kadar firarda olan Gökçe’nin aldığı müebbet ceza lehine bozulduktan sonra yakalanması dikkat çekti.
Bozma kararında, tam teşekküllü bir akıl hastanesinde tedavi edilmesi istenince tetikçi cezaevi yerine ATK’ya sevk edildi. Akıl sağlığı yerinde olmadığı gerekçesiyle mahkûmiyet kararı bozulan Gökçe’nin İstanbul Bahçelievler Sağlık Müdürlüğü Soğanlı Aile Sağlığı Merkezinde doktorluk yapması ise akıllara durgunluk verdi.
Hizbullah’ın askeri kanat yapılanmasında yer alan Mürsel kod adlı tetikçi Nizamettin Gökçe 26 Ocak 2001’de İstanbul Zeytinburnu’nda yakalandı. Gökçe hakkında Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. ATK tarafından Şizofreni tanısı konularak “Akıl sağlığı yerinde değil” denilince yargılaması durdurularak tedavi olması için tahliye edildi. Bu süre zarfında Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. Sağlık Bakanlığınca ataması yapıldı. Adını da Ahmet Deniz Gökçe olarak değiştirdi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu dönemde Bahçelievler Sağlık Müdürlüğü Soğanlı Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak göreve başladı. Son gelen ATK raporunda, akıl sağlığının yerinde olduğu bildirilince mahkeme dosyayı 22 yıl sonra 10 Ocak 2022’de ele aldı. Gökçe, Diyarbakır’da 27 Şubat 1994’te Cengiz Baskın’ı, 30 Nisan 1994’te İlhan Böçkün’ü, 18 Mayıs 1994’te ise Kenan Aydın adlı vatandaşların öldürüldüğü saldırılara katıldığı gerekçesiyle “Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirip yerine Şeriat esaslarına dayalı İran modeli bir Kürt İslam devleti kurmak amacıyla vahim nitelikte eylemlerde bulunmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı.
Birden fazla ölümle sonuçlanan eylemlere katıldığının sabit olduğunu vurgulayan mahkeme, işlenen cinayetlerle amaçlanan neticenin, gerçekleşebilme tehlikesinin doğurabilecek nitelikte olduğu, suçun işleniş şekli ve toplum üzerindeki etkisi dikkate alındığında vahim nitelikte eylemler olduğuna dikkat çekti. Sanık hakkında her ne kadar akıl sağlığı nedeniyle durma kararı verilmiş olsa da, sanık hakkında düzenlenen ATK raporları göz önüne alınarak sanığın cinayetlerin işlendiği tarihlerde akıl sağlığının yerinde olduğu, şizofreni tanısının yıllar sonra konulması nedeniyle ceza verilmesinde usul ve yasa gereği bir engel olmadığı kaydedildi. Sanığın yakalandıktan sonra örgütün çökertilmesine yönelik yardımcı olabilecek nitelikte bilgi ve belge vermediği için hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına ve hükümle birlikte hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.
Hakkındaki mahkûmiyet kararını duyan Ahmet Deniz Gökçe, doktorluk görevini bırakarak sırra kadem bastı. Bölge İstinaf Mahkemesi garip bir gerekçe ile cezayı sanık lehine bozdu. İstinaf, sanığın şifa bulup bulmadığı ve iyileşme gösterip göstermediğini dair 6 ayda bir rapor alınması gerektiğini, hastalığın kronik doğası gereği sürekli psikiyatrik takip ve tedavi edilmesi gerektiğini belirtti. Her ne kadar Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi cezai ehliyetinin tam olduğuna dair rapor vermiş olsa da, sanık hakkında çok sayıda akıl sağlığının yerinde olmadığına dair raporlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde cinayetlerin işlendiği tarihte akıl hastalığı bulunmadığı, ancak yargılama sürecinde cezai ehliyetini ortadan kaldıran akıl hastalığına yakalandığı vurgulandı. İstinaf, suç tarihinden sonra ortaya çıkan akıl sağlığı ile ilgili sağlığına kavuşmadığı taktirde durma kararının kaldırılıp yargılamaya devam edilemeyeceğini bildirdi.
İstinafın bozma kararı üzerine dosyayı yeniden ele alan mahkeme, sanığın şifa bulup bulmadığı tespit edilinceye kadar her 6 ayda bir olmak üzere Nisan ve Ekim ayları içinde İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasını kararlaştırdı. O tarihten beri her yerde aranan Gökçe, İstanbul’da yakalandı, ancak İstinaf kararı lehine bozup müebbet kararı kaldırdığı için cezaevi yerine ATK’ya sevk edilerek hastaneye yatırıldı.
Akıl ve ruh sağlığı yerinde olmadığı, şizofreni hastası olduğu gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bozularak yeniden durma kararı verilerek hastaneye yatırılan Gökçe’nin, kronik şizofreni hastası tanısıyla Tıp Fakültesini nasıl bitirdiği ve ardından ataması yapılarak İstanbul Bahçelievler Soğanlı Aile Sağlığı Merkezinde doktorluk yapması ise pes dedirtti.