Başak Nur GÖKÇAM
basaknur.gokcam@dunya.com
Dünyada her yıl 400 milyon ton plastik üretiliyor ve bunun yalnızca yüzde 9’unun geri dönüştürüldüğü tahmin ediliyor. Geri kalan plastikler ise çöplüklere, nehirlere ve okyanuslara karışıyor. Yapılan araştırmalar sonucunda bugün dünya denizlerinde yaklaşık 150 milyon ton plastik atık bulunduğu düşünülüyor ve bu rakam her yıl milyonlarca ton artıyor. Doğanın plastik kirliliği ile olan bu mücadelesi ise atmosferdeki karbondioksit seviyesini son 800 bin yılın en yüksek düzeyine ulaştırdı.
İklim krizini her geçen gün tetikleyen bu iki sorunla mücadele etmek için kollarını sıvayan Kopenhag Üniversitesi bilim insanları, PET plastikleri karbondioksiti yakalayabilen özel bir malzemeye dönüştürdüklerini duyurdu. Geliştirilen bu malzemeye BAETA adı verilirken, çalışmanın Novo Nordisk Vakfı Karbondioksit Araştırma Merkezi tarafından desteklendiği ve Aarhus Üniversitesi’nden bilim insanlarının da katkıda bulunduğu belirtildi.
Sonuçları Science Advances dergisinde yayımlanan çalışmaya ilişkin konuşan araştırmanın baş yazarı Margarita Poderyte, “Atıkları iklim krizinin çözümünün bir parçasına dönüştürüyoruz. Bu yöntem aynı anda iki sorunu çözebilecek bir fırsat sunuyor” dedi.
Peki gezegenin geleceği açısından bu kadar kritik olan bu yeni malzeme nasıl bir yöntemden geçiyor? Öncelikle plastik, etilendiamin adı verilen bir maddeyle özel bir kimyasal işlemden geçiriliyor. Bu işlem plastiğin yapısını değiştiriyor ve onu karbondioksiti tutabilen bir malzemeye dönüştürüyor. Ortaya çıkan BAETA, havadaki karbondioksiti çok etkili bir şekilde emebiliyor. Malzeme dolduğunda ısıtılarak tuttuğu karbondioksiti bırakıyor. Böylece tekrar tekrar kullanılabiliyor. Serbest kalan karbondioksit ise ya yeraltında saklanabiliyor ya da enerji üretiminde hammadde olarak değerlendirilebiliyor. BAETA’nın en önemli özelliklerinden birinin dayanıklılığı olduğunun altını çizen Kopenhag Üniversitesi’nden Jiwoong Lee, “Malzeme, oda sıcaklığından 150 dereceye kadar verimli şekilde çalışıyor. Bu sayede sanayi tesislerinin bacalarındaki sıcak gazlarda bile kullanılabilir” diye konuştu. Yöntemin, enerji dostu, esnek ve endüstriyel ölçekte uygulanmaya uygun olduğu ve mevcut karbon yakalama teknolojileriyle yarışabilecek performans sunduğu belirtildi. Araştırmacılar, bu yöntemin plastik geri dönüşüm çalışmalarına zarar vermeyeceğini özellikle vurguladı. Amacın, zaten geri dönüştürülemeyen ya da düşük kalite nedeniyle değerlendirilemeyen plastikleri kullanmak olduğunu belirten Margarita Poderyte, “Bu yöntem yeni plastik için değil, atık plastikler için geliştirildi. Yani geri dönüşümle rekabet değil, iş birliği içinde olacak” ifadelerini kullandı.
Şu anda laboratuvar ortamında test edilen yöntem için bir sonraki adım, endüstriyel ölçekte üretim. Araştırmacılar, bacalardan çıkan karbondioksitin, BAETA üniteleriyle tutulabileceği sanayi tesislerinde ilk denemeleri yapmayı planlıyor. Araştırmanın baş yazarı Margarita Poderyte, “Asıl zorluk teknik değil, yatırımcıları bu projeye ikna etmek. Eğer bunu başarabilirsek, iklim mücadelesinde büyük bir değişim yaratabiliriz” dedi.
Dünya okyanuslarında biriken PET plastikler ekosistemlere büyük zarar veriyor. Ancak araştırmacılara göre bu plastikler de BAETA’ya dönüştürülerek değerlendirilebilecek. Konuyla ilgili konuşan araştırmacı Jiwoong Lee, “Malzememiz sadece iklim kriziyle mücadeleye değil, aynı zamanda okyanusların temizlenmesine de ekonomik bir teşvik sağlayabilir” değerlendirmesinde bulundu.