41,5829
0,23%48,7476
0,44%5.102,28
1,54%11151.2
1,54%Nurdoğan A. ERGÜN
nurdogan.arslan@dunya.com
Türkiye’nin madenden son ürüne kadar üretim yapabilen entegre alüminyum tesisi olan Eti Alüminyum, devam eden 400 milyon dolarlık toplam yatırımlarıyla Türkiye ekonomisine stratejik bir katkı sağlamayı hedefliyor. Bu yatırımlar arasında öne çıkan 3 milyar liralık haddehane tesisi projesi ile özellikle savunma sanayiinde kullanılan alüminyum hadde ürünleri ithalatına son vermeyi amaçlıyor. Yatırımın devreye girmesiyle yılda 600 milyon doların üzerindeki döviz çıktısının engellenerek dış ticaret dengesine doğrudan pozitif etki sağlanması bekleniyor. Eti Alüminyum Genel Müdür Yardımcısı Yaşar Bayraktar, tesisin son 20 yılda Cengiz Holding bünyesinde 700 milyon doları aşan bir dönüşümden geçtiğini belirterek, “Yılda 82 bin ton alüminyum üreten ve bin 600 kişiye istihdam sağlayan Eti Alüminyum, Türkiye’nin birincil alüminyum ihtiyacının yüzde 10’unu karşılıyor ve her yıl en az 350 milyon dolarlık ithalatın önüne geçiyor” dedi.
Şirketin önemli projelerinden biri Türkiye’nin yurt dışından aldığı alüminyum hadde ürünleri ithalatına son vermek üzere kurulan haddehane tesisi. Türkiye’nin yılda 170 bin tona ulaşan ve 600 milyon doların üzerinde döviz çıktısı yaratan bu ithalat kalemini yerlileştirmeyi hedefleyen Seydişehir’deki tesis için öngörülen yatırım tutarı ise, 3 milyar lira. Haddehane tesisinin özellikle savunma sanayiinde, uçak gövdelerinde ve zırh malzemelerinin üretiminde kullanılan kritik hammaddeleri üreteceğini aktaran Yaşar Bayraktar, “İlk etapta 100 bin tonluk üretimle faaliyete geçecek olan tesisin, ilerleyen aşamalarda 200-250 bin tonluk kapasiteye ulaşma potansiyeli bulunuyor” bilgisini verdi.
Cengiz Holding’in üretim tesislerinde atık ürünlere ‘artık ürün’ dediklerini dile getiren Bayraktar, “Çünkü bizim için artıklar da kıymetli bir hammadde ve biz bunu da ekonomiye geri kazandırmak istiyoruz. Tüm dünyada alüminyum sanayii, boksitin içinden alüminyumu alır ve kalanını atık havuzuna gönderir. Biz Ar-Ge çalışmalarımızla bu artık ürün içinden lityumu geri kazanabileceğimizi gördük. Lityum, son dönemde kullanımı gittikçe artan elektrikli araç bataryalarının en önemli hammaddeleri arasında. Türkiye’nin yıllık 200 ton civarında lityum karbonat ihtiyacı bulunuyor. Dünyada ilk kez boksit atığından lityumu geri kazanan şirket olacağız. Bu doğrultuda patent başvurumuzu yaptık. Gelecek yıl 250 tonluk lityumu artık üründen geri kazanmayı hedefliyoruz” dedi. Bayraktar, Türkiye’nin yıllık 200 ton civarındaki lityum karbonat ihtiyacına dikkat çekti.
Mayıs ayında devreye alınan ve 40 bin tonluk kapasiteye sahip özel alümina üretim hattının, refrakter, seramik ve özellikle savunma sanayinde kullanılan nitelikli ürünlerin yerli tedarikini başlattığını söyleyen Bayraktar, katalizör üretimi hakkında da bilgi verdi. Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, ham petrolü işleyen rafineri ve petrokimya tesislerinde kullanılan katalizörün ilk aşaması olan psödo-böhmit üretimi için 15 milyon euroluk yatırım planlanıyor. Başlangıçta bin ton olan üretim hedefini birkaç yıl içinde 5 bin tona çıkarmak amaçlanıyor. Eti Alüminyum’un gelecek yatırım planları arasında ise diasporik boksit cevherlerinin işlenebilmesi için borulu-otoklav yatırımı, kırmızı çamur atığından alümina ve kostik kazanımı için sinterleme prosesi, zırh seramiği üretimi için ultra ince alüminyum oksit üretimi, yassı ingot kapasite artırımı için dördüncü döküm hattı ve alüminyum otomotiv sacı üretimi için kontinü rulo ısıl işlem hattı yer alıyor.
Üretimin devamlılığı için boksit madeninin çıkarılmaya devam etmesi gerektiğini söyleyen Bayraktar, bu nedenle 1978 yılında işletilen, daha sonra rezerv alanı olarak bırakılan Akseki’deki maden yatağının da işletilmeye alınacağını açıkladı. 792 hektarlık alanın sadece 241 hektarlık kısmımda faaliyet göstermeyi planladıklarını aktaran Bayraktar, bu ocak ile birlikte tesisin 25 yıllık boksit ihtiyacının güvence altına alınacağını ifade etti.
ABD’nin yerli üreticisini korumak amacıyla alüminyuma getirdiği ek gümrük vergilerinin Türk üreticiler üzerindeki etkisini değerlendiren Yaşar Bayraktar, küresel çapta çok konuşulan bu kararın, Türkiye’deki sektör için sınırlı kaldığını belirtti. Bayraktar’a göre, Türk üreticiler ve ihracatçılar sahip oldukları esnek iş yapma kabiliyetleri sayesinde yeni pazarlar bulma konusunda hızla hareket ettiler. Bu çeviklik, ABD pazarında oluşan engellemeye rağmen sektörün genel performansını korumasını sağladı. Büyük ekonomilerin bu tür kararlarının piyasada dönemsel etkiler yarattığını belirten Bayraktar, ABD’nin kararının ardından alüminyum fiyatlarında kısa süreli bir gerileme yaşandığını, ancak piyasanın ilerleyen günlerde hızla dengesini bulduğunu kaydetti. Bu durum, kararın piyasa üzerindeki etkisinin kalıcı olmaktan çok, dönemsel bir dalgalanma şeklinde gerçekleştiğini gösterdi.
GENEL
5 saat önceGÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
5 saat önceUNCATEGORİZED
9 saat önceGÜNDEM
10 saat önceGENEL
14 saat önceGENEL
15 saat önce