0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ortadoğu’da son haftalarda yaşanan siyasi ve askeri gelişmeler, bölgenin yeniden şekillendiği yeni bir döneme işaret ediyor. ABD, Türkiye ve Rusya’nın izlediği politikalar; enerji, güvenlik ve diplomasi alanlarında yeni bir güç mücadelesini gündeme getirdi.

Ortadoğu’da uzun süredir devam eden jeopolitik rekabet, son dönemde daha karmaşık bir hal aldı. Amerika Birleşik Devletleri, bölgedeki askeri ve diplomatik varlığını sürdürürken, İsrail merkezli güvenlik hattını güçlendirme ve İran’ın etkisini sınırlandırma politikalarını devam ettiriyor. Washington yönetimi, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde asker bulundurmaya devam ederken, enerji koridorları ve deniz ticaret yolları üzerindeki kontrolünü koruma hedefinden vazgeçmiş değil.

Türkiye ise hem Batı ittifakı içinde yer alan bir NATO üyesi olarak hem de bölge ülkeleriyle doğrudan ilişki kuran bağımsız bir aktör olarak öne çıkıyor. Ankara’nın son dönemde Irak, Katar, Mısır ve Suudi Arabistan’la geliştirdiği diplomatik temaslar; Türkiye’yi ekonomik ve siyasi anlamda bölgenin merkezlerinden biri haline getirdi. Türk diplomasisi, Filistin ve Suriye konularında insani bir yaklaşım izlerken, enerji hatları ve terörle mücadeledeki kararlılığıyla da dikkat çekiyor.

Rusya ise Ukrayna savaşı sonrası Ortadoğu’daki etkisini artırma arayışında. Moskova yönetimi, Suriye’deki varlığını koruyarak Şam ile yakın iş birliğini sürdürüyor. Ayrıca İran ve Körfez ülkeleriyle enerji odaklı yeni iş birlikleri geliştirerek Batı’ya alternatif ittifaklar kurma çabasında.

Uzmanlar, ABD, Rusya ve Türkiye arasındaki bu çok yönlü rekabetin Ortadoğu’nun geleceğini belirleyeceğini belirtiyor. Türkiye’nin hem Washington hem Moskova ile aynı anda diplomatik denge kurabilmesi, Ankara’yı bölgedeki en kritik aktörlerden biri konumuna taşıyor.

Siyasi gözlemcilere göre, önümüzdeki dönemde Ortadoğu’da kalıcı barışın sağlanması ya da yeni krizlerin patlak vermesi, bu üç ülkenin atacağı adımlara bağlı olacak. Türkiye’nin arabuluculuk çabaları ve çok yönlü dış politikası, bölgedeki denklemin şekillenmesinde belirleyici rol oynamayı sürdürecek.

Haber: Oğuzhan GÜRHAN