Türk Yurdu Lefkoşa "Girit" Olmasın ! - Ötüken Haber
Türk Yurdu Lefkoşa “Girit” Olmasın !

Türk Yurdu Lefkoşa “Girit” Olmasın !

ABONE OL
Ekim 18, 2025 00:16
Türk Yurdu Lefkoşa “Girit” Olmasın !
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Doğu Akdeniz…
Yüzyıllardır emperyal güçlerin haritalarına hükmettiği, petrol kadar kıymetli, strateji kadar tehlikeli bir satranç tahtası. Bugün bu satranç tahtasında, şah hamlesi Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onun ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin elindedir.

Bu nedenle Kıbrıs, herhangi bir ada olmanın ötesinde Türkiye’nin güvenlik kuşağının en kritik halkası; Mavi Vatan’ın kalbidir. Onun bağımsızlığı, sadece Türk milletinin değil, tüm bölgenin istikrarının da teminatıdır.

Bugün Kıbrıs meselesi yeniden hararetli bir dönemeçte.
Bir yanda iki devletli çözüm vizyonunu, milli iradeyi, bağımsızlık onurunu savunanlar var.
Diğer yanda ise federasyon masalıyla Türk varlığını yutmak isteyenler…

İşte bu kritik dönemde,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde liderlik meselesi sıradan bir seçim değil, bir istiklal meselesidir.


Sayın Ersin Tatar’ın mevcutta temsil ettiği çizgi, sadece bir siyasi tercih değil,

Türk Milletinin ortak duruşudur.


O duruş, “egemen eşitlik” ilkesinin bayrağını taşır.
O duruş, “Kıbrıs Türkü artık Rum’un azınlığı olamaz” diyenlerin sesidir.
Ve o duruş, Anavatan Türkiye ile kader birliğini her şeyin üstünde tutan bir milli şuura dayanır.

Bugün, Kıbrıs’ta iki devletli çözümden başka hiçbir formül ne barışı getirir, ne adaleti sağlar.
Çünkü 1960’lardan bugüne kadar denenmiş tüm “federasyon” modelleri Rum tarafının tahakküm hırsı karşısında birer hezimet olmuştur.
Rum yönetimi, Avrupa Birliği ve ABD’nin desteğiyle “eşitlik” maskesi altında, Türk halkını yeniden boyunduruk altına almak istemektedir.

Üstelik artık mesele sadece Kıbrıs’ın iç politikası değildir.
İsrail’in Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları, Kıbrıs’ı bir enerji terminali değil, bir jeopolitik üs haline getirme çabasındadır.
Tel Aviv yönetimi, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile kurduğu üçlü enerji hattı üzerinden Türkiye’yi dışlamaya çalışmaktadır.
Ancak bu planın önünde dimdik duran bir gerçek vardır:
Türkiye olmadan Doğu Akdeniz’de hiçbir enerji projesi sürdürülebilir değildir.
Ne boru hattı, ne deniz trafiği, ne güvenlik dengesi…
Hepsi Türkiye’nin rızası ve bölgedeki askeri varlığına bağlıdır.

Kıbrıs, bu denklemde Ankara’nın en güçlü kartıdır.
Ersin Tatar’ın vizyonu da tam bu noktada anlam kazanıyor.
O, Kıbrıs Türkü’nün kendi kaderini tayin etme hakkını, yani bağımsızlığını temsil ediyor.
Kıbrıs’ta Türk varlığını pazarlık konusu yapmayan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklarını sonuna kadar savunan bir iradenin adıdır Sayın Tatar.

Önümüzdeki günlerde yapılacak seçimde;

Kıbrıs’ta atılacak her oy, sadece Lefkoşa’da değil,

Ankara’da, İstanbul’da, Hatay’da, Mersin’de yankılanacaktır.

Şunu açıkça söyleyelim:
Kıbrıs’ta iki eşit egemen devlet dışında hiçbir çözüm, ne Türk’ün onuruna ne de bölgenin gerçeklerine uygundur.
Ne AB’nin vaatleri, ne İsrail’in projeleri, ne de Rum’un masalları bu gerçeği değiştirebilir.

Bugün Kıbrıs Türkü’nün vereceği karar, yalnız kendi geleceğini değil, Türk dünyasının Akdeniz’e açılan kapısını belirleyecektir.
Ve o karar, Ersin Tatar’ın şahsında, bağımsız, onurlu, Türkiye ile omuz omuza bir Kıbrıs’ın kararı olmalıdır.

Çünkü Kıbrıs, bizlere bir emanettir.
Bu emanet, tarih boyunca kanla, alın teriyle, inançla korunmuştur.
Ve bu emanet, ancak Türk iradesiyle yaşatılabilir.

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.