Sevilay ÇOBAN

 Tecrübeleri ‘dijital tica­ret’ kavramı henüz yeni yeni ete kemiğe bürün­düğü yıllara dayanıyor… Özel­likle büyük şirketlerin bu ope­rasyonu yürütürken birden fazla program ve yazılım alt ya­pısına ihtiyaç duyduğunu, bu­nun da süreçlerde entegrasyon sorunu ortaya çıkardığını fark ettiler…

Dijital ticaret sektö­ründe “Ultra Hızlı Dijital Tica­retin Yeni Adı” sloganıyla faa­liyet gösteren Ultegra adlı giri­şimin kurucu ortakları Duygu Erim ve Osman Okan, “Dijital ticaret yapmayı karar verdiği­nizde en az 5 tane program al­manız gerekiyor. Haliyle ister istemez kompleks yapılar da­ha hantal bir hale geliyor. Biz de oradan yola çıkarak, bütün bu hizmetleri bir arada sunan bir girişimi hayata geçirmek istedik” dedi.

Girişimin kuru­luş hikayesini DÜNYA Gaze­tesi’ne anlatan Erim ve Okan, Duygu Erim, “İşe ilk adım attı­ğımızda bir ticaret sistemi alt yapısı, bir e-fatura sisteminin kurgulanması, bir ödeme sis­teminin olması gibi tümleşik yapı kurmak istedik. 2020 yı­lında üç birleşenle bir tekno­parka müracaat ettik. O zaman bize dediler ki ‘sadece bir ta­ne seçin, hepsini bir arada su­namazsınız’. Oysa Teknolo­ji her şeye izin veriyor. Sadece biz yapmak isteyelim. Şirketi 2023 kurduk ve yaklaşık 5 yıl­dır da bu proje üzerinde çalışı­yoruz” ifadelerini kullandı.

“1 ürünü 30 saniyede satışa açıyoruz”

Merkezi envanter sistemi yönetiminin önemine deği­nen Okan, “Birden fazla birle­şenin sistemsel olarak haber­leşebilmesi çok zor. ERP’ye bir güncelleme yapıldığında ço­ğu zaman entegrasyon firma­sının bundan haberi olmuyor. Ya da tam tersi…

Veya ikisi de birbirinden farklı teknolojiy­le yazıldığı için uyum süreci zora gi­riyor. Daha önceki iş ha­yatlarımız­da bu durumu acı tecrübe­lerle öğrendik. Yaşadığınız bu kötü tecrübeler de bizi girişim­ciye yaptı” diye konuştu. Erim, sürekli teknolo­jiye yatırım yap­tıklarını ifade ederek, “En gün­cel teknolojiyi ta­kip ediyoruz. Me­sela kimse henüz yapay zekâyı ko­nuşmazken biz bir mesajlaşma servisi üzerinden soru-ce­vap sistemi organize etmiştik. Şu anda onu yapay zekâ ile içeriğe entegre ettik. Geldiğimiz noktada bir tane ürünü tüm platformlarda 30 saniyenin al­tında satışa açıyoruz.

Bu da iş­letmeleri çok büyük bir iş yü­künden kurtarırken verimli­lik noktasında fayda sağlıyor. Çünkü bu iş zaman açısından bir maliyet getirdiği gibi bu sü­reci yönetecek bir ekibin de is­tihdam edilmesi anlamına ge­liyor. Ultegra, firmalara hazır bir şekilde ürünlerini teslim ediyor” şeklinde konuştu.

Firmaya özel paket sistemi

Türkiye’deki 4,5 milyon iş­letmenin hedef kitlelerinde yer aldığını anlatan Okan, “Türki­ye’de e-ticareti yapan firma sa­yısı yaklaşık 500 bin. Ama geri kalanların da dijitalleşmeleri gerekiyor. O yüzden bizim he­def kitlemiz 4,5 milyon. Şirket­lere e-ticaret sitelerine ürün entegrasyonun yanı sıra e-fa­tura hizmetini de sunuyoruz. Ama standart paket satışı man­tığıyla ilerlemiyoruz. Firmanın performansına göre içerideki kullanım alanlarını belirliyo­ruz. İhtiyacı yoksa o firma niye onun bedelini ödesin ki? Bizim amacımız işletmelerin haya­tını kolaylaştırmak, zorlaştır­mak değil” şeklinde konuştu.

“Muhasebe sistemi içerde kalıyor

“Ultegra sayesinde elde etti­ği kârı pazarlamaya ya da baş­ka alanlara harcamasına vesile olup işletmeleri büyütüyoruz” diyen Okan, şunları söyle­di: “Çünkü firmaların operas­yonel bütün yükünü alıyoruz. Mevcut durumda pazar yerleri neyi diretiyorsa dijital ticaret yapan firma da onu kabul et­mek zorunda. İşte biz onu yık­tık. Biz firmanın kendi muha­sebesini tutmasını sağlıyoruz.

Pazar yerleriyle oturup muta­bakat yaptığı zaman ‘hangi si­pariş için ne komisyon faturası kesilmiş, ne kargo faturası ke­silmiş, iade faturası ne kadar kesilmiş’ bunların hepsini or­taya döküp kendi muhasebesi­ni kendi tutabiliyor.”

Müşteri portföylerinin 200’ün üzerine çıktığını kay­deden Erim, “Müşterilerimi­zin sorunlarını çözme süre­sinde ortalamada 55 dakika­nın altındayız. Dijital ticaret 7 gün 24 saat devam etiği için ulaşılamamak gibi bir lüksü­müz yok. Ekiplerimiz dönü­şümlü olarak her dakika hiz­met verir halde ve sorulara cevap verir haldeyiz.

Mesela geçtiğimiz kasım ayında bi­zim telefonumuz hiç çalmadı. Çünkü hiçbir sorun yaşama­dıkHer geçen gün de daha da nasıl kusursuz hale getiririz diye sistemde bir sürü güncel­lemeler yapıyoruz. 2020’de bu yana Ultegra’nın 5. versi­yonu, köklü olarak 3. yapısal değişikliğine gidiyoruz. Ya­ni yakın bir zamanda Uteg­ra Evolution 3’ü çıkaracağız” ifadelerini kullandı.

2026’da globale açılacak

15 kişilik bir ekipleri oldu­ğunu anlatan Okan, “İlk tohum yatırımı 2023’te kurulurken aldık. Sonra kendi öz serma­yemizle devam ettik. Bu sene, mayıs başında ikinci yatırım­cımız Happy Center’ın CE­O’su Yavuz Altun oldu. Şimdi seri A yatırım sürecine baş­ladık. Onunla ilgili olarak da Ventures’larla ve melek yatı­rımcılarla görüşüyoruz. Hedef 2026 yılında globale açılmak. Geçen sene 12 milyon dola­ra değerlemeye ulaştık. Şim­di yeniden bir çalışma yapıyo­ruz” diye konuştu.

Verimlilik yüzde 50 artıyor

Okan, müşterilerinin genelde orta ölçekli firmalardan oluştuğunu söyleyerek, “Firmalara yaklaşık %50 verimlilik sağlıyoruz. Personel maliyetini de aşağıya çekiyoruz. Burada sadece bir uzmanla her yeriyi yönetebiliyorsunuz. Bir orkestra edinmiş oluyorsunuz. Bizim yaptığımız, bizim kurguladığımız sistemi Türkiye’de yapan yok. Dünyada iki tane rakibimiz var. Biri açık kaynak kodlu Belçikalı OD, diğeri Hintli Soho” diye konuştu.

Hatay’da kuruldu 48 gün sonra deprem oldu

 Okan ve Erim, girişimin temellerinin Hatay’da atıldığını aktarırken, “İstanbul’da doğru yatırımcılara ulaşamadık. 2023’te Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın davetlisi olarak Hatay’da girişimcilik günlerinde çıktık biz sahneye. Çünkü İstanbul’da doğru yatırımcılara ulaşamadık. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın davetlisi olarak gittiğimizde 6 tane yatırımcı bizimle ilgilendi. Happy Center’ın CEO’su Yavuz Bey’le biz Hatay’da tanıştık. Ve Yavuz Bey’in ilk bizim projemizden etkilendiği yer Hatay’dır. Bir gönül borcu olarak Hatay’da şirketleştik. 6 Şubat depreminden bir hafta önceydi. Hedefimiz orada istihdamı arttırıp büyümekti” dedi.