Altın değerinde geleceğe odaklandı  - Ötüken Haber
DOLAR 39,8299 0.13%
EURO 46,8246 -0.59%
ALTIN 4.271,26-0,54
BITCOIN %
Ankara
23°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Altın değerinde geleceğe odaklandı 

Altın değerinde geleceğe odaklandı 

ABONE OL
Temmuz 3, 2025 00:38
Altın değerinde geleceğe odaklandı 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Başak Nur GÖKÇAM

Sanayileşmenin temel ya­pı taşlarından biri olan madencilik sektörü, enerji yoğun yapısı gereği çev­resel etkileri de beraberinde getiriyor. Sektördeki fosil yakıt kullanımı, arazi bozunumu ve su kaynakları üzerindeki etki­ler, madenciliğin küresel kar­bon emisyonlarında pay sahibi olmasına neden oluyor.

Ulus­lararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan verile­re göre, madenciliğin yıllık se­ra gazı emisyonlarındaki pa­yı yaklaşık yüzde 4-7 arasın­da. Bu emisyonların da önemli kısmı, özellikle kömür, demir cevheri ve alüminyum gibi enerji yoğun metallerin çıka­rılması ve işlenmesi esnasın­da ortaya çıkıyor. Peki maden­ciliği sürdürülebilir bir şekil­de yapmak mümkün mü? Bu sorunun cevabını almak için Tüprag Efemçukuru Altın Ma­den Sahasını ziyaret ettik.

Sürdürülebilir madencilik; yalnızca kaynakların verim­li kullanımıyla değil, aynı za­manda karbon emisyonları­nın azaltılması, çevresel etki ve sosyal sorumluluk kriterle­rinin benimsenmesiyle müm­kün oluyor. Bunun yanı sıra ye­nilenebilir enerji kullanımının artırılması, elektrikli maden­cilik ekipmanlarının yaygın­laştırılması, su geri dönüşüm sistemlerinin uygulanması ve karbon ayak izinin düzenli ola­rak ölçülerek, raporlanması­nın da madencilik sektörünün dönüşümünde kritik rol oyna­dığı bir gerçek. Yani kritik olan nokta burada ‘geleceği tüket­meden inşa etmek’ olarak ifade edilebilir.

Kuruluşu 1986 yılına daya­nan ve Eldorado Gold firma­sı olan Tüprag da bu anlamda madenciliği yaparken, temeli­ni sürdürülebilir madencilik üzerine kurduğunu ifade edi­yor. Motto ise belli: “Önce in­san ve çevre, sonra madenci­lik.”

İzmir’deki Efemçukuru Altın Madeni’nin ilk ÇED’ini 2005 yılında aldığını ve üretimin 2011 yı­lında başla­dığını söy­leyen Efem­çukuru Altın Madeni Genel Müdür Yardımcısı Onur De­mir, “En basit haliyle bir kazı yapıyoruz burada ve bunun et­kisi ne yazık ki kaçı­nılmaz. Ama bizim amacımız o etkiyi en aza indirgeyip, son­rasında da tersine yani pozitife çevir­mek. Çünkü gelecek kuşaklara, çevresel anlamda kötü bir mi­ras bırakmak istemi­yoruz” diyerek sözle­rine başladı.

Yöre insanına istihdam

Yöre insanının Tüprag için önemi­ne değinen Onur De­mir, “Bu nedenle bir yandan yatırımları yaparken, diğer yandan da yöre insanı­nı istihdam etmeye özen gös­teriyoruz. Bölgede Tüprag’tan başka endüstriyel faaliyet yok. Efemçukuru Altın Madeni’nde buradaki her haneden bir ki­şi çalışıyor.

Buradaki yerel is­tihdam oranı toplam iş gü­cünü kayda alırsak yüzde 56-57 civarında. Buradaki ye­rel halkın bizden önceki geçim kaynağı tarımdı fakat bölgede­ki üzümlerde ciddi hastalıklar yaşandığı için bu­nun dışında onları destekleyebilecek­leri başka bir geçim kaynağı bulmakta zorlanıyorlardı. Fa­kat buraya getirdi­ğimiz maden de bir gün bitecek ve böl­genin sürdürüle­bilir geçim kaynağı yeniden tarım ola­cak” dedi.

Şimdiye kadar 2 milyar dolarlık ya­tırım gerçekleşti­rildiğinin bilgisini veren Demir, “Sa­dece sosyal sorum­luluk projelerine 20 milyon do­lar ayırdık. Mesela biz buraya geldiğimizde 2003 yılında bir tane öğrenci mezun olmuştu. Biz de buradaki eğitim açığını fark ettik ve 2005 yılında bu­radaki eğitimi daha güçlü hale getirmek için çalışmalara başladık. Ve bugün mezun sayısını 101’e ulaştırdık. Bu 101 kişinin yüz­de 50’sinden fazlası da bizde çalışıyorBu sonuç da bizi mut­lu ediyor” diye konuştu.

Arıcılık ‘kadın desteğiyle’ canlandı

Kadınların bölgedeki itici güç görevinde olduğunu söy­leyen Onur Demir, “Bu neden­le kadınların destekçisiyiz. Bu kapsamda Üreten Kadınlar Güçlü Yarınlar projesi ile ka­dınları üretime teşvik ediyoruz. Şimdi sırada e-ticarete başlat­mak var. Kadınların desteğiyle bölgede arıcılığı canlandırdık. 20-25 kovan ile başlayan ka­dınlar, şu an 150 kovana ulaş­tı. Buna ek olarak biz de 50 ko­van daha aldık. Üstelik bal ana­lizlerine göre balımızın protein değerleri, anzer balı ile eşdeğer. Amacımız buradaki arıcılığı daha fazla desteklemek” dedi.

Kanada kuralları ile şekillenen bir madencilik

Tüprag’da güvenlik ve sür­dürülebilirlik, kurumun temel stratejisinde konumlandığını belirten Tüprag Çevre ve Sür­dürülebilirlik Grup Müdü­rü Jale Şakıyan Ateş de, “Altın madenciliği ilkelerde neler is­tendiği ve bir Kanada firması olarak, Kanada kurallarında neler talep ediliyor bunlar be­lirleniyor. Ayrıca Kanada Ma­denciler Birliği’ne üye bir fir­ma olduğumuz için de oradaki ilkeler ve standartlara uygun çalışma koşulları hazırla­nıyor ve taahhütlerini buna göre yapı­yor” dedi.

Hedef: Güvenli iş ortamı ile sıfır kaza

Küresel standartlar baz alınarak tüm gereklilikleri tek bir potada erittiklerini belirten ve 2018 yılından bu yana sürdürülebilirlik raporu yayınladıklarını söyleyen Tüprag Çevre ve Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Jale Şakıyan Ateş, “Bu hedefle SIMS olarak adlandırdığımız, Sürdürülebilirlik Entegre Yönetim Sistemimizi, 2020 yılı itibariyle uygulamaya koyduk.

Bu standartlar serimiz 5 adet performans göstergesinden oluşuyor: Genel Standartlar, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Standartları, Çevresel Performans Standartları, Sosyal Performans Standartları ve son olarak Güvenlik Standartları. Burada her şeyin temeline de risk yönetimini yerleştirdik. Biz madencilik yaparken, bölgeyi uzun vadede yaşanır bırakmayı hedefleyerek yolumuza devam ettik. Bizim en büyük amacımız çalışanlarımıza ‘Ben kendimi burada güvende hissediyorum’ dedirtmek. Bu nedenle de hedefimiz sıfır kaza” diye ekledi.

“Siyanür kullanmadan, altın çıkarıyoruz”

Tüprag Efemçukuru Altın Madeni’nde altın çıkarılırken siyanür kullanmadıklarını ifade eden Efemçukuru Altın Madeni Genel Müdür Yardımcısı Onur Demir, “Bu bölgenin madeni flotasyon dediğimiz yüzdürme yöntemine uygundu. Biz de Tüprag olarak siyanür kullanmadan altın çıkarmaya yönelik yatırımı yapmayı tercih ettik. Bu teknik sayesinde altını suyun içinde yüzdürerek, elde ediyoruz” dedi.

İyi tarım örneklerine destek

Bölge tarımını özellikle desteklediklerinin altını çizen Onur Demir, “2014 yılında 50 dönümlük bir araziye ceviz diktik, şu an ağaç başına 3 tona yakın mahsul almaya başladık. Bu sayede bölge halkı, burada ceviz yetişebildiğini görmüş oldu. Şimdi fide dağıtmaya başladık, bir aylık 30 civarında fide veriyoruz, ekimini de takip ediyoruz. Şu ana kadar 60 haneye verdik. Tüm bunlarla iyi tarım örneklerini, modern tarım örneklerini sergilemek istiyoruz ve bir miras bırakmayı hedefliyoruz” ifadelerinde bulundu.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r