Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy: “Güçlü geleceği mutlu ve gelişen insanlar inşa eder” - Ötüken Haber
DOLAR 40,4343 0.24%
EURO 47,1614 0.49%
ALTIN 4.344,140,72
BIST 10.366,16-0,04%
BITCOIN %
Ankara
28°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy: “Güçlü geleceği mutlu ve gelişen insanlar inşa eder”
  • Ötüken Haber
  • Ekonomi
  • Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy: “Güçlü geleceği mutlu ve gelişen insanlar inşa eder”

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy: “Güçlü geleceği mutlu ve gelişen insanlar inşa eder”

ABONE OL
Temmuz 19, 2025 04:16
Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy: “Güçlü geleceği mutlu ve gelişen insanlar inşa eder”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ENGİN AKSOY
Vodafone Türkiye CEO’su

Liderlik, günümüz iş dünya­sında en çok konuşulan, ir­delenen ve tanımlanan kav­ramlardan biri. Uzun yıllar lider­lik, bazı kişilerin sahip olduğu bir kişilik özelliği olarak görüldü. Bu konudaki teoriler, lider doğan ya da zamanla bu özelliği kazanan is­tisnai ve karizmatik ‘Olağanüs­tü İnsan’lara odaklandı. Zaman içinde liderlerin kişisel özellik­lerinden uzaklaşarak sergiledik­leri davranışları ve farklı durum­daki kişilerle kurdukları ilişkileri ön plana çıkaracak şekilde evrildi. 90’lı yıllarla birlikte artan küresel­leşme, hızlı değişim ve yıkıcı tek­nolojik yenilik döneminde dünya daha karmaşık hale gelirken, li­derlik modelleri de farklılaşmaya başladı. Liderlik, yukarıdan aşa­ğıya tek yönlü bir ilişki olmaktan çıkarak, liderler ve takipçileri ara­sındaki karşılıklı etkileşime daya­lı bir olgu olarak ele alınmaya baş­landı. Liderlik konusuna daha sis­temsel bir bakış açısı getiren ve modern çağın çok yönlü ve karma­şık doğasını göz önünde bulundu­ran yaklaşımlar ortaya çıktı.

Liderlik modellerini teoride bil­mek, elbette, sizi iyi bir lider yap­maz. Ancak bu yaklaşımları bil­mek, repertuarınıza ihtiyaç duya­bileceklerinizi ekleme ya da artık geçerliliğini yitirenleri çıkarma alışkanlığını geliştirmek elini­zi kuvvetlendirecektir. Doğru za­manda, doğru yerde doğru yakla­şımı uygulamak ve bunun için ge­rekli esnekliğe sahip olmak bence önemli bir liderlik becerisi. Öz­farkındalık ve özgünlük de önemli beceriler arasında.

Benim liderlik anlayışımı tanım­layan temel unsurlardan biri sü­rekli öğrenme ve gelişim. Her şeyi bildiği farz edilen ya da bilmediği­ni itiraf etmenin amiyane tabiriy­le ‘karizmayı çizdirmek’ anlamına geleceğini düşünen liderlerin dev­ri artık çok geride kaldı. Etrafımız­daki hızlı değişime adapte olmak için ekiplerimizde görmek istedi­ğimiz sürekli öğrenme ve gelişme davranışına bizim örnek olmamız gerekiyor. Elimizde de öğrenmek için çok fazla kaynak ve araç var: Çevrimiçi ve dışı formel eğitimle­rin yanı sıra kitaplar, podcast’ler ya da her gün sohbet ettiğimiz kişi­ler. Tabii, başkalarından bir şeyler öğrenmek için çok önemli başka bir beceriye ihtiyacımız var: Din­lemek! Ancak önyargısız ve açık fi­kirli bir biçimde ve tüm varlığımız­la orada olarak dinlemek. Hepimi­ze ‘varsayılan olarak’ yüklendiğini farz ettiğimiz dinleme becerisini, gerçekten bize ve karşımızdakilere fayda sağlayacak şekilde geliştir­mek epey emek istiyor. Genellikle birini dinlerken aslında konuşma sırası bize gelince ne söyleyeceği­mizi düşünmekle meşgul oluyor ve hem karşımızdakine yeterli özeni göstermemiş hem de belki ondan öğreneceğimiz şeylerden mahrum kalmış oluyoruz.

Çeşitlilik, kendini ifade etme ve yetki

Bana göre, içinde bulunduğu­muz dönemde bir diğer önemli li­derlik becerisi de çeşitliliği bir teh­dit değil zenginlik olarak görerek sizinle ya da birbiriyle benzer dü­şünen kişiler yerine farklı özellik­lere/bakış açılarına sahip, birbir­lerini tamamlayan kişilerden olu­şan ekipler kurmak, ekip içindeki bireylerin her birine kendileri ol­ma, kendilerini açıkça ifade etme özgürlüğü tanımak ve sorumluluk kadar yetki de vermektir.

Bugünün liderinden sade­ce strateji beklenmiyor; aynı za­manda öğrenmeyi kolaylaştır­ması, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan ‘belirsizlik’ için­de güven vermesi ve ekipleriyle birlikte dönüşümü sahiplenmesi bekleniyor. Bu çerçevede liderle­re sadece iş sonuçları değil, aynı zamanda psikolojik güven orta­mı yaratmaları, empati kurmaları ve teknoloji–insan birlikteliğini kapsayıcı bir şekilde yönetmele­ri sorumluluğu da düşüyor. İçin­den geçtiğimiz ve geçmeye devam edeceğimiz hızlı dönüşüm çağın­da şirketlerin teknolojik olarak ne kadar ileri gittiğinden çok, ça­lışanlarını bu dönüşüme ne kadar dahil ettiği belirleyici olacak.

En güçlü çarpan: Mutlu çalışan

Ben CEO olarak başarının for­mülünü şöyle tanımlıyorum: Mutlu Müşteri x Mutlu Çalışan x Mutlu Ekosistem = Mutlu His­sedar. ‘Mutlu Çalışan’ bu denkle­min en güçlü çarpanı. Bu yüzden benim hedefim, çalıştığım şirke­ti sadece teknolojide değil; çalı­şan gelişimi ve bağlılığında da re­ferans bir şirket haline getirmek. Her bir ekip arkadaşımın gönül­den, “Bu şirkette çalışmak güzel iş” diyebilmesini sağlamak. Çün­kü güçlü bir geleceği yalnızca güç­lü teknolojiler değil, mutlu ve ge­lişen insanlar inşa eder.

Özetle, liderlik yaklaşımları farklılıklar gösterebilir ve bu yak­laşımların başarısını çıktılar be­lirler. Başarılı liderliğin en önem­li üç çıktısı; beraber çalıştığınız tüm kişi ve paydaşların ‘mutlu’ ol­malarını ve gerçek potansiyelle­rini gösterebilmelerini sağlamak, takım olarak maksimum toplam değerin üretilebilmesine imkan vermek ve sürdürülebilir model­ler kurmaktır.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r