Mehmet Hanifi GÜLEL
Çiğ süt fiyatları süt ineklerin kesime gitme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Yüksek maliyetler üreticiyi zorlarken, diğer yandan çiğ süt fiyatının düşük seyretmesi büyük bir sorun olarak öne çıkıyor.
Süt işletmelerinin üretim maliyetlerini bağımsız olarak ölçen Frankfurt School Of Finance Management, Saha Araştırmaları 2025 Temmuz ayı verisine göre küçük aile süt işletmelerinin bir litre maliyetini 22,38 lira, büyük işletmelerin ise 20,70 lira olarak duyurdu. Araştırmada küçük işletmelerin üretme maliyetinin 1,68 lira daha fazla olduğu ortaya çıktı. Ulusal Süt Konseyi (USK) ise prim hariç çiğ süt üretim maliyetini haziranda 16,38 lira olarak ölçtü.
Rekabet Kurumu’nun mayısta çiğ süt alımı yapan 56 şirketin yanı sıra bir derneğe de soruşturma başlattığını hatırlatan Uluslararası Tarım ve Finansman Uzmanı İbrahim Oğuz, yine Ticaret Bakanlığı’nın çiğ süt alımı yapan 4 şirkete haksız ticaretten dolayı 58,3 milyon lira para cezası kestiğini aktardı.
Bunlara USK’nın yeni referans çiğ inek süt fiyatını 17,15 liradan 18,35 liraya yükseltmesi kararının da eklenmesiyle inek sütü sektöründe ciddi problemler yaşandığını kaydeden Oğuz, “USK, ocakta çiğ süt referans fiyatını 17,15 lira açıklamıştı. Bu süreçten sonra arz artıp, tüketim daralınca sanayici süt alım fiyatını 13 liraya kadar düşürdü. Bazı bölgelerde ödeme vadelerinin ise 15 günden 60 güne kadar çıktığı görüldü. USK’nın üç aylık periyotlarla yeniden değerlendirileceğini beyan etmesine rağmen, 8 ay sonra %7’lik artışa gitmesi çiğ süt üreticilerinde çok büyük hayal kırıklığı yarattı” dedi.
Süt fiyatlarını en basit şekilde belirleme aracının süt/ yem paritesi oranı olduğuna vurgu yapan Oğuz, ocak ayında 21 protein sanayi yemin kilogram fiyatının 13,7 lira iken, bugün 14,5 liraya yükseldiği belirtti. Oğuz, çiğ süte yapılan zam ile yeme yapılan zammın paralel olduğuna dikkat çekti.
“Oysa süt işletmesinde maliyetin sadece sanayi yemi olmadığının herkesin biliyor” diyen Oğuz, “Maliyetler kaba yem, yonca, kuru otların maliyeleri ile işletme sermayesi faizi, enerji, aşı, ilaç, vitamin, veteriner hizmetleri, işçilik, ahir amortismanları gibi onlarca kalemleri kapsıyor. Temmuz ayında açıklanan Tarım ÜFE’nin canlı sığır fiyat artışı yıllık %14,9 oldu. Tarımsal ÜFE yıllık bazda %28,9 arttı. Üretici açısından diğer kalemlerde olan maliyet artışlarının dikkate alınması gerekliliği ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Tarım sektöründe maliyet belirleme işletmeden işletmeye değiştiği için net bir rakamın ortaya konulmadığına dikkat çeken Oğuz, “Herkesin kendi menfaatlerine uygun maliyet açıklıyor. Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere bağımsız bir şekilde yaptığımız süt üretim maliyetleri 20 ile 22 lira arası değişiyor. Türkiye’de süt işetmelerinin yaklaşık %85’i küçük aile işletmelerinden oluşuyor.
Aile işletmelerinin modernize olamamalarından dolayı verimsizler. Yıllık süt sağım süreleri 250 ile 260 gün olarak yer alıyor. Konsantre yem tedarikinde dışa bağımlılıkları gereği birim süt maliyetleri de yüksek çıkıyor. Yine süt kalitesinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Tüm bu olumsuz veriler, süt sanayicisinin fiyatlara baskılayıcı müdahalesi ile karşı karşıya bırakıyor” dedi.
Sanayici ve üretici açısından bakıldığında herkesin kendi cephesini haklı gördüğüne değinen Oğuz, bu sürece nasıl gelindiğini ise şöyle aktardı: “Faizlerin yüksek, enflasyonun azaltılmasının hedeflendiği ekonomik mekanizmanın işlediği dönemlerde sistemin düzelmesi için birileri bedel ödemek zorunda kalıyor. Yaşanan sürecin bedelini üretici de sanayici de ödemek istemiyor.
Peki bu süreç nereye evirilecek? Fiyat baskılanması devam ettiği sürece küçük ölçekli üretici doğurgan özellikteki ineğini kesime gönderecek. Verimsiz çalışan işletmeler kapanmak zorunda kalacak. Süt işleyicileri süte yapılan zammı da bahane ederek fiyat artışlarını zorlayacaklar. Bugün geldiğimiz nokta itibari ile üretici, tüketici, sanayiciyi koruyan hakkaniyetli bir çiğ süt fiyatı belirlemek neredeyse imkansız gibi duruyor.”
Büyük ölçekli süt hayvancılığı işletmelerin kârlılıklarını realize etmek için bir dizi önlemler alabildiğini ifade eden İbrahim Oğuz, yılık süt sağım sürelerini 300 ile 305 güne çıkartabildiklerini söyledi. Sanayiciden yüksek tonaj ve kaliteli süt arzı ile USK’nın fiyatından daha yüksek bir fiyat alabilme güçlerinin olduğunu bildiren Oğuz, “Yem gibi toplu alımlarda süt maliyetini düşürebiliyorlar. Ancak büyük çiftlikler; faizlerin yüksek olduğu dönemlerde işletme sermayesi faizi yükü altında ezilebiliyor. Zarar etmeme baskısı ile çiğ sütün alım fiyatlarını baskılamaktan başka bir çare bulamıyor” dedi.