Polonya’nın Kolno Kalesi’nde yapılan arkeolojik kazılarda, Orta Çağ’dan günümüze ulaşan nadir bir mücevher gün yüzüne çıkarıldı. 600 yıllık ametist taşlı, ateşle yaldızlanmış gümüş süs eşyası, uzmanlara göre soylu bir kişiye ait olabilir. Üstelik bu göz kamaştırıcı parça, bir taçtan kopmuş bile olabilir…
Wrocław Üniversitesi’nden arkeolog Lech Marek ve ekibi, 2010 yılında başlattıkları kazı çalışmalarında tarihi döneme ışık tutan yüzlerce eser buldu. Ancak yakın zamanda keşfettikleri bu ametist taşlı mücevher, buluntular arasında en dikkat çekici olanı.
Live Science’a konuşan Marek, “Bu parçanın bir broşa ait olduğunu, hatta daha az olasılıkla bir tacın parçası olabileceğini düşünüyoruz. Bu durum onu oldukça özel kılıyor” diyerek buluntunun sıradışı değerine dikkat çekti.
Kolno Kalesi, 13. yüzyılın başlarında inşa edildi. Dük Bolesław III tarafından kurulan kale, daha sonra zengin şövalyelere devredildi. Aynı zamanda kereste ticareti için stratejik bir gişe noktasıydı ancak 1442 yılında Silezya’daki iç savaşlar sırasında yıkılarak tarihin tozlu sayfalarına karıştı.
Marek’in ekibi, kalede gerçekleştirdikleri araştırmalarda o döneme ait silahlar, at koşum takımları ve çömlekler gibi birçok önemli obje buldu.
Raman spektroskopisi ile yapılan analizlerde mücevherin taşının ametist olduğu doğrulandı. X-ışını floresan testi ise süs eşyasının ateşle yaldızlanmış gümüşten üretildiğini ortaya koydu. Bu işlem için yüksek oranda cıva kullanılmış olması da mücevherin yapımındaki özeni gösteriyor.
Marek, Orta Çağ’daki taş seçimlerinin estetikten öte anlamlar taşıdığını belirtiyor:
“Ametistler, sembolik anlamları nedeniyle oldukça popülerdi. O dönemde bir taşın doğaüstü güçlere sahip olduğuna inanılırsa, değeri katlanarak artardı.”
Orta Çağ inanışlarına göre ametist; sarhoşluk, zehirlenme, kabuslar, aldatma, büyücülük ve boğulma gibi tehditlere karşı koruyucu bir güce sahipti.
Görünüşe göre bu nadir mücevher, rutin bir yolculuk sırasında düşürülmüş. Yüksek işçiliği ve kullanılan malzemeler göz önüne alındığında, sahibinin soylu biri olduğu düşünülüyor. Ancak bu asil sahibin kimliği hala bilinmiyor.