Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tüpraş Stadyumu’nda gerçekleştirilen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yaz Okulları Finali Programı’nda yaptığı konuşmada, programa katılan gençlerin Gazze’de yaşananları takip ettiklerine inandığını söyledi.
Filistinlilerin, siyonist cinayet şebekesinin yüzde 90’ını yerle yeksan ettiği Gazze’de açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla mücadele ettiğini belirten Erdoğan, her gün karnı sırtına yapışmış masum bebeklerin, çocukların, kadınların şehadet haberini aldıklarını dile getirdi.
Erdoğan, Gazze’deki masumların gıda dağıtım merkezi olarak adlandırılan kıyım merkezlerinde bitkinlikten bayıldığını, kurşunların hedefi olduğunu, anne babaların enkazların arasında kilometrelerce yol yürüyüp bir çuval un alabilmek, bir yudum suya erişebilmek için canlarını tehlikeye attığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benzerlerini yalnızca toplama kamplarında göreceğimiz sahnelerin çok daha kötüsü şu an Gazze’de, sözde medeni dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Şunu bugün bir kez daha açık açık ifade ediyorum; Gazze’de son asrın en vahşi soykırımı yaşanmaktadır. Gazze’de sadece çocuklar, sadece bebekler değil, insanlık adına ne varsa masumların kanından beslenen bir avuç caninin elinde yok edilmektedir.” diye konuştu.
Erdoğan, Gazze’deki vahşete ilk günden itibaren en güçlü tepki veren ülkenin Türkiye, mazlumların hakkını korkusuzca savunan hükümetin Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olduğunu belirtti. Erdoğan, terör devleti İsrail’in karşısında dimdik duran iktidarın da kendi iktidarları olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Şunu sizin ve ailelerinizin özellikle bilmesini isterim; Gazze’deki kardeşlerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. 101 bin tonu aşan insani yardımlarımızla kardeşlerimizin yanında olduk. İsrail ile ticareti tamamen durdurarak Filistin halkının yanında olduk. Diplomatik temaslarımızla, uluslararası alandaki çabalarımızla Gazze’nin yanında olduk. Daha burada sayamayacağımız nice destekle, nice yardımla Gazze’nin ve Gazzeli mazlumların yanında olduk. İsrail’den aferin almak için Filistin direnişine terör iftirası atanlara rağmen Gazze’nin kahraman evlatlarına sırtımızı dönmedik. Tehdit edildik, gizli açık pek çok operasyona maruz kaldık ama hiçbir zaman Filistin’i ve Filistin davasını savunmaktan vazgeçmedik.”
Birilerinin çıkıp Filistin davasına olan sarsılmaz desteklerini sorgulamaya kalktığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Buradan edep ve adap dışı ifadelerle hükümetimizi hedef alanlara sadece şunu söylüyorum; bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize? Daha düne kadar topraklarını savunan Gazzelilere terörist diyen siz değil miydiniz? ‘Mazlumun yanındayız.’ diyorlar, madem mazlumun yanındaydınız, peki 14 yıl boyunca Suriye’de neredeydiniz? 1 milyon insan katledilirken, Suriyeli kardeşlerimiz zulüm görürken, işkence görürken neredeydiniz? Halep’te, Dera’da, Humus’ta, Hama’da mazlumların üzerine varil bombaları yağarken neden sesiniz çıkmadı, neden konuşmadınız? Karabağ, ülkemizin desteğiyle azatlık mücadelesi verirken, işgalcilerin tezleriyle can Azerbaycan’a iftira atan siz değil miydiniz? Libya’ya yardıma gittiğimizde ‘Libya’dan bize ne?’ diyen siz değil miydiniz?”
Erdoğan, şunları söyledi:
“Kusura bakmayın, kimseyi kandıramazsınız. Çünkü siz hiçbir zaman mazlumların yanında olmadınız. Çünkü siz Orta Doğu’ya hiçbir zaman kardeşlik penceresinden bakmadınız. Ümmet olmanın ne demek olduğunu anlamadınız. Bu duyguyu hiçbir zaman yüreğinizde hissetmediniz. Şimdi çıkmış kapkara sicilinize bakmadan bizi eleştiriyorsunuz. Kabine üyelerimizi eleştiriyorsunuz. Bakanlarımıza seviyesizce dil uzatıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, bize kara çalamayacaksınız.
Filistin halkının kalbindeki Türkiye sevdasını, Tayyip Erdoğan sevdasını söküp atamayacaksınız. Türk milletinin bir asır sonra kardeşleriyle yeniden kucaklaşmasına engel olamayacaksınız. Siz inkar etseniz de tarih bizim dik duruşumuzu yazıyor. Türkiye’nin verdiği zorlu mücadele mümin gönüllere iftiharla kazınıyor. Şuna da tüm hücrelerimize inanıyoruz; hürriyetin o kızıl kapısı mutlaka açılacak. Gazzeli kardeşlerimiz, öz yurtlarında, şehit kanlarıyla sulanmış o mübarek topraklarda inşallah ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde Allah nasip ederse biz de orada olacağız.”
Kardeşlik görevini yerine getirmenin gönül huzuruyla, zor zamanda hakkı haykırmanın gururuyla, zalimler karşısında dik durmanın şerefiyle, mazlumlara sahip çıkmanın izzetiyle orada olacaklarını ifade eden Erdoğan, “Gazzeli kardeşlerimizle birbirimize muhabbetle sarılacak, kucaklaşacak, inşallah hep beraber, omuz omuza şükür namazı kılacağız. Suriye’de olduğu gibi Gazze’de de zulmün sona erdiğini inşallah göreceğiz. O güzel günlere mutlaka vasıl olacağız.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Salih Fervana’nın mısralarının Gazzeliler ile birlikte herkesin hislerine tercüman olduğunu belirterek, “Ey Gazze/Ey şanın, şerefin mağrur yoldaşı/Ey yoksulların başkenti/Ey düşmanların kahrı/Ey Nekbe’nin yükünü taşıyanların sığınağı/Ki onlar dönüşün kaldırımlarında dururlar/Zaman yoruldu, gözler yoruldu ufka bakmaktan/Ama onlar yorulmadı/Sevgiliden umut kesmeyen aşıklar gibi bekliyorlar/Ey düşmüşe açılan kucak, evrenin incisi/Ey gaspçının göğsündeki kanlı mızrak/Sakin olunca sen bir güvercin gibisin/Kızınca Hittin Savaşı/Acılara sabretmek kaderin senin/Ve Hülagü’ye karşı dikilmek cesaretle/Ey doğanın kızı/Ey tertemiz Meryem/O nur dolu tarihin ta kendisi/Ve her şey geçecek her şey/Ve her şeyin yıkıntıları üzerinde sen kalacaksın.” mısralarını okudu.
Her şeyin geçeceğini, bu zulmün biteceğini ve kanın duracağını, bu enkazın kaldırılacağını vurgulayan Erdoğan, “İnşallah geriye yine tüm cesametiyle Filistin kalacak. Rabbim o günleri görmeyi Filistinli kardeşlerimizle birlikte bizlere, hepimize inşallah nasip eylesin diyorum.” ifadesini kullandı.
TÜGVA Yaz Okulu’na katılan tüm öğrencileri kutlayan ve her birine başarılar dileyen Erdoğan, hocalarla birlikte TÜGVA’nın her bir mensubuna gönülden teşekkür etti.