Süper Lig’in toplam gelirine dair elimizde iki somut veri var: Birincisi UEFA’nın her yılın başından yayınladığı mali raporlar, diğeri de dört büyük takımın üç ayda bir açıkladığı faaliyet raporları. UEFA’ya göre Türkiye uzun süre Avrupa’nın mali açıdan yedinci büyük ligiydi. Ancak 2018’den itibaren Türk lirasının büyük bir hızla değer yitirmesi Süper Lig’in gelirlerini olumsuz etkiledi. 2015-16 sezonunda ligdeki 18 takımın toplam geliri 734 milyon euroyu buluyordu. Bu rakam 2018- 19’da 700 milyon euronun altına, Covid’in etki ettiği 2020-21 sezonunda da 600 milyon euro bandının altına indi. O sezondan beri de 530 milyon civarına takılıp kaldı. Bu sebeple 2023-24 sezonunda Süper Lig, Portekiz ve Belçika liglerinin gerisine düşüp Avrupa’da 10’unculuğa geriledi.
Geçen sezonla beraber durum biraz değişti. Öncelikle, TL’deki değer kaybı yavaşlayınca ve enflasyon artış hızının altında kalınca gelirlerin euro karşılığında bir artış olması kuvvetle muhtemel. Ayrıca geçen sezondan itibaren yeni yayın hakları sözleşmesi devreye girdi. Buna göre geçen sezon Süper Lig’deki takımlar yaklaşık 6 milyar TL’lik yayın hakkı bedelini paylaştı. Bu rakam, ortalama euro kurundan 160 milyon euro gibi bedele eşit ki, önceki sezona göre neredeyse yüzde 100’e varan bir artış söz konusu.
Bununla beraber özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe sponsorluk tarafında yeni kaynaklar yaratmayı başardı ve toplam gelirini artırdı. Dört büyük kulüp 2024- 25 sezonuna ait hesapları gelecek hafta açıklayacak. Mağazacılık faaliyetlerini de dahil edince Galatasaray yaklaşık 250 milyon euro ve Fenerbahçe yaklaşık 200 milyon euro gelirle geçen sezonu kapatmış olabilir.
Araştırmacı Tuğrul Akşar, yeni başlayan sezonda da Süper Lig’in toplam gelirinin 700 milyon euro civarında olabileceğini tahmin ediyor. Hatta bu sezon Türk takımları Avrupa’da biraz daha iyi performans gösterirse, toplam gelir UEFA gelirlerinin katkısıyla 750- 800 milyon euro bandına bile çıkabilir.
Türkiye’de özellikle büyük takımların gelirlerinde mağazacılığın önemli bir payı var. Üç büyük kulüp forma ve diğer taraftar ürünlerini kendi fiziki ve sanal mağazalarında satıyor. UEFA’nın raporuna göre her üç Türk kulübü de Avrupa’nın en çok ürün satış geliri elde eden 20 takımı arasında yer alıyor: Galatasaray 85 milyon euro, Fenerbahçe 69 milyon euro ve Beşiktaş 34 milyon euro.
Ancak, bazı gelir kalemlerindeki artış Süper Lig’deki sorunları bitirmiyor. Mesela, Süper Lig’de biletlemenin büyük bir gelir kalemi olması lazım. Ancak, burada altı-yedi takım dışında ciddi bir gelir elde edilmediğini tahmin edebiliyoruz. Çünkü Süper Lig’deki takımlar çoğunluğu seyirciyi tribüne çekemiyor. Geçen sezon tüm ligin seyirci ortalaması 11.840’ta kaldı. Ve bu rakam tüm Avrupa’da yalnızca 15’inci sırada. Bu ortalama bırakın Hollanda ve İskoçya’yı, Polonya ve İsviçre liglerinin bile gerisinde. Bu sebeple toplam bilet geliri de düşük kalıyor. 2022-23’te yalnızca 87 milyon euroydu.
Ayrıca, alım gücünün gerilediği dönemlerde ülkenin her köşesinde on binlerin yüksek bilet parası ödeyip stada gelmesi pek beklenemez. Mesela bu akşam oynanacak Galatasaray maçı öncesinde ev sahibi Gaziantep bilet fiyatlarını 2827 TL ila 6912 TL olarak belirledi. İstanbul için bile yüksek bu fiyatlarla stadyumu doldurmak pek zor.
Gelirlerin artması ve kadroların değer kazanması iyi. Peki bu kadro ve yatırım karşılığında en azından uluslararası alanda daha iyi performans beklemek hakkımız değil mi? Halbuki, burada büyük bir hayal kırıklığı var. Türkiye, UEFA kulüp sıralamasında 10’unculuk ve 11’incilik sarmalına takılmış durumda. Hatta 2022’de 20’nciliğe kadar gerilemişti. Türkiye bu sıralamada en son ne zaman ilk 8’de yer alabildi? Ta 2002’de. Aradan 23 sezon geçmiş. Tam da Galatasaray’a ‘Avrupa fatihi’ denilen dönemin sonuydu o yıllar. Ama köprünün altından çok sular aktı. Galatasaray’ın o unvanı artık yok. 2002’den bu yana çok iyi geçirdikleri tek bir Avrupa sezonu var. Bilakis Tromso, Karpaty, Ostersunds faciaları ve, Steaua, Young Boys, Sparta, AZ gibi hayal kırıklıkları var. Ya diğer takımlar? Fenerbahçe’nin 2008’deki Şampiyonlar Ligi çeyrek finali, 2013’teki Avrupa Ligi yarı finali çok önemliydi. Yine Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi grup birinciliğini de atlamayalım. Dikkat ederseniz bir avuç örnek sayabildik ve bunlar da neredeyse 10- 15 yıl geride kaldı.
Tabii ki bir devler sofrası haline gelen Şampiyonlar Ligi’nde kupa hedefleyelim hayalciliğinde değilim. Ama Avrupa Ligi’nde daha sık çeyrek final ve yarı final oynayamaz mı Türk kulüpleri? Zaten bunu beklemek de hakkımız değil mi?