27 Temmuz 2025 Pazar
Hüseyin VATANSEVER
Türkiye’de her yıl 2 buçuk milyon civarında öğrencinin girdiği Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ardından başlayan tercih süreci, yalnızca bireysel kaderleri değil; aynı zamanda ülkenin gelecek iş gücü haritasını, sektörlerin insan kaynağı erişimini ve bölgesel kalkınma vizyonunu da doğrudan etkiliyor. Üniversite tercihleri, mikro düzeyde bir öğrencinin yaşam yolculuğunu belirlerken, makro düzeyde sektörlerin gelecek projeksiyonlarını belirleyen stratejik bir etkiye sahip.
Özellikle teknoloji, enerji, sağlık, finans ve yapay zekâ gibi alanlarda artan istihdam talebi, üniversitelerin kontenjan planlamaları ve gençlerin yönelimleriyle yakından ilişkisi bulunuyor. Örneğin geleceğin meslekleri ile ilişkilendirilen bilgisayar mühendisliği ve yazılım odaklı bölümlere olan talep her yıl artarken, zayıflayan istihdam vaadi nedeniyle bazı sosyal bilimler alanlarında talep daralıyor. Tercihlerde “garantili meslekler” olarak görülen mühendislik, sağlık ve bilişim tabanlı alanlar öne çıkarken; yeni nesil bölümlerden veri bilimi, sürdürülebilirlik, yapay zekâ ve dijital tasarım gibi disiplinler ile ilgili bölümler adayların dikkatini çekiyor.
Üniversite tercih dönemi gençlerin yalnızca bölüm değil, bir hayat modeli ve ekonomik kader seçtiği bir zaman dilimini oluşturuyor. Adaylar tercih döneminde bölümleri incelerken mezuniyet sonrasında iş bulma süresi, bölüm mezunlarının ortalama maaş düzeyi ile okuyacakları bölümün yurt dışında geçerliliği ve yatay geçiş olanakları kriterlerini gözetiyor.
Bununla birlikte Türkiye ekonomisi temsil eden birlik ve derneklerin hazırladığı raporlara, yaptığı araştırmalara özel sektörün en büyük sorunları arasında “alanında yetkin mezun bulamamak” yansıyor. Sadece ülke içinde değil, küresel boyutta karşılaşılan nitelikli iş gücü sorunu yıllar içinde derinleşerek devam ediyor. Bu sürecin verinin özenle analiz edilmesi, sektörel ihtiyaçlar ile birlikte geleceğin dönüşüm alanlarıyla örtüştürülmesi adına çalışmalar yürütülmesi gerekiyor.
Hem bireysel başarıyı hem de ülke kalkınmasını garanti altına almak için yürütülecek bu çalışmalarda iş dünyasının burs, kariyer günleri sunumları, staj imkanları yanı sıra mentorluk modelleri geliştirerek adayların kendilerine uygun kariyer planını daha doğru şekilde hazırlamalarını desteklemeleri gerekiyor. Beyin göçü riskinin devam ettiği bu dönemde nitelikli genç iş gücünün ülke dışına kaymasını önlemek elzem. Aksi takdirde bu süreç uluslararası rekabet gücünün zayıflamasına neden olabilecek uzun vadeli riskler barındırıyor.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 21-22 Haziran’da düzenlenen 2025-YKS sonuçlarının açıklanmasıyla tercih dönemi heyecanı başladı. 2025-YKS tercih işlemleri, 30 Temmuz-11 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Tercih sürecinde adaylara ilgi alanları ve yeteneklerini dikkate almaları tavsiye ediliyor.
Ayrıca adayların tercih edecekleri alanları iyi araştırmaları, ÖSYM’nin yayımladığı kılavuzdan bölümlere ilişkin bilgileri dikkatlice okumaları ve profesyonel destek almaları da başlıca tavsiyeler arasında yer alıyor. ÖSYM’nin 2025-YKS sonuçlarına ilişkin açıkladığı sayısal verilere göre Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) başvuran 2 milyon 560 bin 649 adaydan 2 milyon 351 bin 641’inin sınava katılırken, 209 bin 8 aday sınava girmedi. Alan Yeterlilik Testi’ne (AYT) başvuran 1 milyon 721 bin 57 adaydan 1 milyon 549 bin 940 adayın sınava katıldı ve 171 bin 117 aday ise sınava girmedi. Yabancı Dil Testi’ne (YDT) ise sınava başvuran 215 bin 451 adaydan 156 bin 40’ı katıldı ve 59 bin 411 aday sınava girmedi.
TYT’ye başvuran erkek adayların yüzde 90.19’u TYT’ye başvuran kadın adayların yüzde 93.26’sı AYT’ye başvuran erkek adayların yüzde 87.48’i, AYT’ye başvuran kadın adayların yüzde 92.12’si ve YDT’ye başvuran erkek adayların yüzde 66.11’i, YDT’ye başvuran kadın adayların yüzde 76.86’sı oturumlara katıldı.
Tüm testlerde kadın adayların erkek adaylara göre sınava katılım oranı daha yüksek oldu. Katılanlardan TYT oturumunda 244, AYT’de 57, YDT’de 10 olmak üzere 311 adayın sınavı geçersiz sayıldı. Ortaöğretim Başarı Puanı’nın sınav puanına eklenmesiyle hesaplanan 2025- YKS yerleştirme puanlarına göre TYT’de 14, sayısalda 57, sözelde 1, eşit ağırlıkta 4, dilde 12 aday 550 ve üstünde puan aldı. Ayrıca TYT’de 2 milyon 310 bin 579, sayısalda 1 milyon 291 bin 531, sözelde 1 milyon 174 bin 47, eşit ağırlıkta 1 milyon 494 bin 612, dilde 140 bin 657 adayın puanı 115 ve üstünde hesaplandı.
Tercih edilen her okulun ya da bölümün adayın gelecek planlarıyla örtüşmesi gerekiyor. Yükseköğretim yalnızca bir eğitim süresi değil; adayların gelecekte hangi alanda çalışacağını, nasıl bir yaşam tarzı sürdüreceğini ve hangi becerilerle topluma katkı sunacağınızı da belirliyor. Bu nedenle tercih sürecine sadece hangi üniversitenin daha prestijli olduğunu sorgulamak yerine adayların, kendilerinin eğitim hayatı sonunda nasıl biri olmak istediğine karar vermesiyle başlaması gerekiyor. Kendi gelişimlerine uygun olmayan bir bölümde okumak, profesyonel hayat boyunca gerekecek olan heyecanın yitirilmesine neden olabilir. Tercih dönemi yalnızca bir “okul seçimi” olarak değil, kariyer olasılıklarına açılan kapıyı seçmek olarak görülmeli.
Sınav sonucu elde edilen puan, yıllara göre değişkenlik gösterebiliyor. Bu nedenle YKS tercihinde bir sıralamanın dikkate alınması gerekiyor. Tercih listesini oluştururken genellikle güvenilir, adaya öngörü sunan en tutarlı veri, sıralamalar oluyor. Son 4 yılın yerleştirme sonuçları Yüksek Öğretim Kurumu’nun YÖK Atlas isimli veri tabanında yayınlanıyor. Hangi üniversitenin, hangi bölümünün hangi sıralamayla kontenjanlarını doldurduğu bu ekranlarda görülüyor. Öğrenciler asla ‘Sıralamam yetmiyor ama puanım yetiyor’ diye düşünüp, puana göre liste yapılmamalı. İsabetli karar vermeyi sağlayan en doğru verinin ‘başarı sıralaması’ olduğu hatırlanmalı.
Sabancı Üniversitesi Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cem GÜNERİ
Sabancı Üniversitesi’ni farklı kılan özelliklerin başında, özgün öğrenim sistemi geliyor. Üniversitemiz, “Türkiye’nin ilk ve tek gerçek anlamda program seçme özgürlüğü” sunan üniversitesidir. Öğrencilerimiz üniversite sınavı sonucunda Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Sanat ve Sosyal Bilimler ve Yönetim Bilimleri fakültelerinden birine kayıt oluyorlar. Eğitimin ilk yılında matematikten doğa bilimlerine, sosyal bilimlerden algoritmik düşünce ve kodlamaya uzanan geniş yelpazede, disiplinler arası derslerden oluşan ortak Temel Geliştirme Programı uyguluyoruz.
Birinci sınıfı bitiren öğrenciler, ikinci senelerinin sonuna kadar üniversitemizin 12 lisans diploma programından birini özgürce seçebiliyor. Amacımız; öğrencilerimizin ilerlemek istedikleri alanı daha bilinçli olarak belirleyebilmeleri. Bu sistemi öğrencilerin tercihlerini kısıtlamadan ve kaliteli bir şekilde sürdürebilmek için lisans seviyesinde öğrenci sayımızı hemen hemen sabit tutuyoruz.
Bugüne kadar verdiğimiz 20 bine yaklaşan mezunumuzda sistemimizin ve öğrencilerimizin başarısını gözlemleyebiliyoruz. Çok kısa süre içinde akademik, kurumsal veya girişimcilik alanlarında, ulusal ve uluslararası en rağbet gören kurumlarda çalışmalarına devam ediyorlar. Mezunlarımızın yüzde 97’si diplomalarını alır almaz tercih ettikleri sektörlerde iş hayatına atılıyor ya da diledikleri ülkede ve üniversitede lisansüstü eğitimlerine devam ediyor. Mezunlarımızın yüzde 30’un üzerinde bir bölümü ise yurt dışında çalışmalarını sürdürüyor.
İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa KARA
İstanbul Rumeli Üniversitesi olarak, nitelikli ve çağdaş eğitimi temel ilke edinen bir anlayışla hareket ediyoruz. Alanlarında uzman akademik kadromuz, disiplinler arası bakış açımız, gelişmiş laboratuvarlarımız ile öğrencilerimize ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde güçlü bir öğrenim ortamı sunuyoruz. Programlarımız, yalnızca teorik bilgiye değil, aynı zamanda uygulamaya dayalı bir eğitim anlayışına da sahip.
İstanbul Rumeli Üniversitesi yalnızca akademik bir kurum değil; aynı zamanda bir yaşam alanıdır. Spor tesisleri, sosyal kulüpler, kültürel-sanat etkinlikleri ve öğrenci toplulukları sayesinde öğrencilerimiz aktif, üretken ve çok yönlü bireyler olarak yetişmekte. Kampüslerimizde sunulan sosyal olanaklar, öğrencilerin kişisel gelişimlerini destekleyici şekilde tasarlandı.
Öğrencilerimiz, ders programlarının yanı sıra Sürekli Eğitim Merkezimiz tarafından sunulan mesleki gelişim kursları, kariyer odaklı eğitimler ve sertifika programlarından da faydalanabiliyor. Ayrıca, Kariyer İngilizcesi gibi alanlara özgü dil eğitimleriyle mezuniyet sonrası ulusal ve uluslararası rekabette bir adım öne çıkmaları sağlanıyor. Ayrıca merkez kütüphanemizde 40 binden fazla basılı ve dijital kaynağa erişim sağlanmakta, öğrencilerimize çağdaş araştırma olanakları sunulmaktadır.
Üniversitemizin Kariyer ve Mezun Takip Merkezi, öğrencilerimizi yalnızca eğitim sürecinde değil; mezuniyet sonrasında da desteklemektedir. Staj ve iş olanaklarının yanı sıra, iş dünyasından uzmanların katıldığı seminerler ve söyleşilerle öğrencilerimizi sektörel gelişmelere hazırlıyoruz.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Eğitim Danışmanı Samet ALYU
İlgilendiğiniz bölümün kılavuzda yer alan başarı sıralaması, o programa geçen sene yerleşen en son öğrencinin sıralamasını gösterir. Ancak bu sıralama her yıl değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, başarı sıralamasını karşılıyor olmanız yerleşeceğinizin garantisi olmadığı gibi sıralamanın biraz gerisinde kalmanız da şansınızın tamamen bittiği anlamına gelmez. Tıp, hukuk, mühendislik, mimarlık gibi bazı programlarda sıralama barajları olduğunu hatırlatmak isterim. Öğrencilerin tercihlerini kendi sıralamalarının yaklaşık yüzde 50 üstünden başlayarak yüzde 100 altına kadar geniş bir aralıkta yapmalarını öneriyorum.
Örneğin 150 bininci sırada olan bir aday, tercihlerine 75 binlerden başlamalı ve 300 bine kadar inmelidir. Bu yıl İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde dört yeni bölüm açıldı. Bilişim Teknolojisi Yüksekokulu bünyesinde Yazılım Geliştirme; Meslek Yüksekokulu’nda Oyun Geliştirme ve Programlama ile Büyük Veri Analistliği; Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda ise Tıbbi Laboratuvar Teknikleri bölümleri öğrenci kabul edecek.
İstanbul Bilgi Üniversitesi, aday öğrencilerin tercih sürecinde merak ettikleri sorulara yanıt bulmaları amacıyla Santralistanbul ve Kuştepe kampüslerinde 21 Temmuz- 11 Ağustos tarihleri arasında Tercih Günleri düzenliyor. Aday öğrenciler Bilgi’nin uzman danışmanlarıyla bir araya gelerek hem hedefledikleri meslekler hem de üniversite yaşamı hakkında kapsamlı bilgi edinebilecek.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife GÜNGÖR
Adaylar için hayatlarının en önemli kararlarından birini verecekleri tercih dönemi başlıyor. Bu süreç, yalnızca bir üniversite ve bölüm seçimi değil; aynı zamanda bireyin kimliğini, kariyer vizyonunu ve yaşam tarzını şekillendireceği bir dönüm noktası. Tüm adaylara çağrımız tercihinizi sadece puana göre değil, ilgi alanlarınıza, yeteneklerinize ve geleceğin meslek trendlerine göre yapın.
Üniversite olarak hedefimiz sadece iyi mezunlar değil; düşünen, üreten, sorgulayan, etik değerlerle hareket eden ve dünyaya katkı sunan bireyler yetiştirmek. 5 yerleşkemiz, 42 lisans, 38 ön lisans, 89 yüksek lisans ve 15 doktora programımızla öğrencilerimizi geleceğe hazırlıyoruz. Akademik programlarımız her yıl sektörlerin değişen ihtiyaçlarına göre güncellemektedir. 2025- 2026 akademik yılı için tercih rehberine İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü eklendi.
Üsküdar Üniversitesi, «davranış ve sağlık» temasıyla kurulmuş, Türkiye’nin ilk ve tek tematik vakıf üniversitesidir. Öğrencilerimize sadece teorik bilgi değil, geleceğin yetkinliklerini kazandıran bütüncül bir eğitim sunuyoruz.
Dijitalleşme ve yapay zekâ teknolojilerinin kullanıma girmesiyle birlikte insan kaynakları alanında da iş ve çalışma biçiminin makineleşmeye doğru gittiğini görüyoruz. Dolayısıyla da dijital teknolojilerin ve özellikle de yapay zekânın toplum ve iş yaşamının hemen tüm alanlarında etkin kullanılacağı bir geleceğe doğru ilerliyoruz.