Merlinin Kazanı - Ötüken Haber
DOLAR 40,5860 -0.48%
EURO 47,7946 -0.42%
ALTIN 4.369,76-0,46
BITCOIN %
Ankara
27°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Merlinin Kazanı

Merlinin Kazanı

27 Temmuz 2025 Pazar

Gelişen zihniyet ve sabit zihniyet teorisi ışığında gelişebileceğinize inanmanın gücü

Gelişen zihniyet ve sabit zihniyet teorisi ışığında gelişebileceğinize inanmanın gücü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

PROF. DR. TAYFUN DOĞAN / Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Nasıl bir insan olursa­nız olun her zaman değişebilirsiniz.” “Zekâ düzeyiniz ne olursa olsun çaba göstererek onu değiştirebi­lirsiniz.” Bu iki cümle hakkında ne düşünüyorsunuz? Kişiliğinizi, sizi siz yapan özelliklerinizi de­ğiştirebileceğinize inanıyor mu­sunuz? Yoksa ben belli bir kişiliğe sahibim ve bunu değiştirmek için yapabileceğim pek bir şey yok, di­ye mi düşünüyorsunuz?

İnsanlar çalışarak ya da öğre­nerek zekâ düzeylerini değişti­rebilirler diye mi düşünüyorsu­nuz? Yoksa bir insan yeni şeyler öğrenebilir, ama zekâ seviyesini pek değiştiremez diye mi düşü­nüyorsunuz?

Eğer değişimin mümkün oldu­ğuna inanıyorsanız gelişen zih­niyete sahipsiniz demektir. Ha­yır, insanın zekâ ve kişiliği değiş­mez diyorsanız sabit zihniyete sahipsiniz demektir.

Hangi zihniyete sahip olduğu­nuz da yaşamınızın pek çok ala­nına tahmin edebileceğinizin çok üstünde bir etkide bulun­maktadır.

Dweck’in zihin teorisi

Stanford Üniversitesi’nden Carol Dweck’in ortaya koyduğu bir zihniyet teorisi; Gelişen Zih­niyet ve Sabit Zihniyet’tir.

Gelişen zihniyet, yetenekle­rin, doğru bir strateji, çevre des­teği ve sıkı çalışma ile geliştirile­bileceğine inanan bireylerin sa­hip olduğu zihniyettir.

Sabit zihniyet ise yetenek­lerinin kişilere bahşedilmiş do­ğal özellikler olduğunu düşünen bunların değiştirilemez ve geliş­tirilemez olduğuna inanan kişile­rin sahip olduğu zihniyettir.

Carol Dweck, ‘Aklını En Doğ­ru Şekilde Kullan’ adlı kitabında, uzun yıllara dayalı araştırmala­rından yola çıkarak, gelişen zih­niyete sahip olmanın akademik alanda, iş yaşamında, sporda, ilişkilerde, iyi bir öğretmen ya da ebeveyn olmada ve yaşamın baş­ka birçok alanında büyük avan­tajlar sağladığını belirtmektedir. Ayrıca kitabında, düşünce tarzı­nızı değiştirebileceğinize de vur­gulamaktadır.

Gelişen zihniyet ve sabit zih­niyet teorisi birkaç farklı bağ­lamda ele alınıp tartışılabilir. İlk olarak gelişen zihniyet kavramı­nı nöroplastisite kavramı çer­çevesinde ele alabiliriz. Beyni­miz yeni öğrenmeler, deneyim­ler, bilgiler ve yaşantılarla her yaşta sürekli olarak değişmekte­dir. Beynimizin bu değişebilme ve yeniden yapılanabilme özel­liğine nöroplastisite adı veril­mektedir. Nobel ödüllü Santiago Ramón y Cajal da “İsteyen her­kes kendi beyninin heykeltra­şı olabilir” diyerek kendimizi ve beynimizi değiştirebileceğimi­ze ilk vurgu yapan kişilerdendir. Nöroplastisite kavramı ve bu ko­nudaki her geçen gün artan araş­tırmalar, gelişen zihniyet kav­ramını destekleyici niteliktedir. Kısaca nöroplastisite, gelişebili­riz ve değişebiliriz anlamına gel­mektedir. Bu da yukarıda tanı­mını verdiğimiz gelişen zihniyet kavramına işaret etmektedir.

Kendini gerçekleştiren kehanet

Gelişen zihniyet-sabit zihniyet teorisini kendini gerçekleştiren kehanet kavramı bağlamında da ele alabiliriz. Değişip gelişebile­ceklerine inanan kişiler de buna inanmayanlar da sonunda haklı çıkabilirler. Çünkü değişebilecek­lerine inanan kişiler, bunun ge­reklerini yerine getirip eyleme ge­çerken, sabit zihniyete sahip olan bireyler çabalamanın bir fark ya­ratmayacağına inandıkları için herhangi bir eylemde bulunmaya­caklardır. Dolayısıyla gelişen zih­niyete sahip kişiler de sabit zihni­yete sahip kişiler de nihayetinde haklı çıkabileceklerdir. Bu durum kendini gerçekleştiren kehanet olarak nitelendirilebilir. David J. Schwartz bu durumu, “Bir şeyin imkânsız olduğuna inanırsa­nız, zihniniz bunun neden im­kânsız olduğunu size ispatla­mak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize gerçekten inandığınızda, zih­niniz çözümler bulma konu­sunda size yardım etmek için çalışır” diyerek veciz bir şekilde özetlemektedir.

Umudu artıran bir etken olabilir

Son olarak da bu zihniyet teo­risini umut bağlamında ele ala­biliriz. Gelişen zihniyete sahip olmayı bir umut kaynağı olarak değerlendirebiliriz. Şöyle ki, yu­karıda da bahsedildiği gibi konu ile ilgili olarak gerçekleştirilen pek çok araştırma, gelişen zih­niyete sahip olmanın yaşamın farklı boyutlarında kişiye avan­taj sağladığını ortaya koymak­tadır. Buradan hareketle zihni­yetimizi değiştirdiğimizde dav­ranışlarımızı ve genel olarak yaşamımızı değiştirebileceği­miz düşüncesi umudumuzu ar­tıran bir etken olarak görülebilir. Nitekim Carol Dweck de bu du­rumu, yetenekler geliştirile­biliyorsa -değişim ve gelişim mümkünse- o zaman başarı­ya giden birçok yol vardır, di­yerek anlatmaktadır.

Peki sabit zihniyete sahipsek bunu değiştirmek için ne yapa­biliriz? Bu yazıyı okumak söz ko­nusu değişimi sağlamak adına ilk adım olarak değerlendirilebilir. Bundan sonrası için insanın ça­lışıp çabalayarak değişebileceği inancını destekleyici okumalar yapmanız ve kendi kişisel yaşa­mınızdan bu değişime örnekler bulmanız yerinde olacaktır. Bu konuda nöroplastisite konulu ki­tapları okumanızı tavsiye ede­rim. Ayrıca bahse konu olacak şekilde hayatlarında değişim ya­şamış insanları bulup onlarla ko­nuşmak, bu kişilerin yaşam de­neyimlerinden öğrenmek ve on­ları model almak da mümkündür. Hayat, her şeyi bizzat deneyim­leyip öğrenebileceğimiz kadar uzun değildir. Başkalarının de­neyimlerinden faydalanmak da bir bilgelik becerisi olarak nite­lendirilebilir. Yazıya Robert Ki­yosaki’nin sözleriyle son verelim: “Hiç gitmediğiniz bir yere gi­decekseniz yapabileceğiniz en iyi şey, daha önceden oraya gitmiş birisini bulmaktır.”

source